Kardeşler Giyim  
 
  İslâm Hukukunda Adam Öldürme Suçu ve Cezası 19.04.2024 05:31 (UTC)
   
 

İslâm Hukukunda Adam Öldürme Suçu ve Cezası



Adam öldürme fiili İslâm hukukunda kısası gerektiren suçlar arasında değerlendirilir.
a. Kısas
Sözlük anlamı itibariyle arka arkaya gelmek, iz sürmek, kesmek anlamında olan kısas, işlediği adam öldürme veya müessir fiile karşılık faile fiilinin aynısı ile mukabelede bulunmayı ifade eder. Faille mağdur arasındaki eşitliğin sağlanmasıdır. Bir başka şekilde kısas, kasten işlediği adam öldürme ve müessir fiile karşılık faili fiili cinsinden olmak üzere eşit bir ceza ile cezalandırmaktır, diye tanımlanır. Öldürme, yaralama ve herhangi bir uzva zarar verilmesi halinde, failin de işlediği fiilin misliyle cezalandırılmasıdır.
b. Kısasın Tarihçesi
Tarihe baktığımızda kısasın eski Yunan ve Roma toplumları ile İslâm öncesi Arap cahiliyye toplumunda da var olan bir ceza sistemi olduğunu görmekteyiz. İlk dönem toplumlarındaki uygulamasına kısas suçtan zarar gören veya mirasçıları tarafından doğrudan suçluya uygulanırdı.
Arap cahiliye toplumuna baktığımızda ise kısasın sadece suçluya değil, suçlunun mensubu bulunduğu kabileye karşı da uygulandığı görülmektedir. Bu da şahsî intikam duygularıyla hareket edildiği bir döneme işaret eder. Zira, kısasın arkasında meşru devlet otoritesi bulunmamaktadır. Bir kimseye karşı işlenen suç, o kimsenin mensup olduğu kabileye karşı işlenmiş kabul edilmekte ve bu yüzden, gerek suçu işleyenin ve gerek mağdur edilenin kabileleri birbirine girmektedir. Bunun temel sebebi suçun şahsiliği prensibinin göz ardı edilmesidir. Öte yandan bu tür kısas uygulamasında suçun manevî unsuruna da dikkat edilmediği söylenebilir. Yani failin fiili işleyiş maksadı, kastî mi yoksa gayrı iradî mi yaptığı araştırılmamaktadır.
c. İslâm Hukukunda Kısasın Uygulaması
İslâm hukukunda kısas uygulamasının, toplumsal düzenin sağlanmasında gerçekten faydalı bir ilke olduğu söylenebilir. Özellikle cahiliyye dönemi kısas uygulamaları göz önüne alındığında, bu dönemin aksine olarak kısasın savaş aracı değil, barış aracı olduğu görülmektedir. Zira Kur'ân-ı Kerîm'in de işaret ettiği gibi : "Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır..." (Bakara, 2 / 179) kısas sayesinde suçun şahsiliği prensibi kabul edilmiş ve bunun yanında suçun önlenmesi ve ortadan kaldırılmasında caydırıcılık prensibi de açık olarak gözetilmiştir.
İslâm öncesinde kin ve şahsî intikam duygularına dayalı ve keyfîliğe dayanan kısas, İslâm ile adalet esasına dayanan ve sınırları belirlenmiş olan resmî bir hale gelmiştir. Resmi hale gelen ve suç-ceza dengesinin sağlanmasına yol açan bu çeşit kısas uygulamasıyla şahsî öç alma duygularının önüne geçilmiş ve cezalandırmada keyfîlik yerini cezanın şahsîliği prensibine bırakmıştır. Üstelik kısasın bu şekilde kurumlaşması, suçun manevî unsurunun da dikkate alınmasında önemli bir etken olmuş, olur olmaz şekillerde kısasın uygulanmasından ziyade failin bu suçu neden işlemiş olduğunun araştırılmasına başlanmıştır. Manevî unsurun dikkate alınması kısasa alternatif cezaların da gündeme gelebileceğini göstermiştir. Kasten adam öldürme fiillerinde birebir can-cana prensibinin yanında, mağdurun yakınları arzu ederse diyet cezasına dönüşebilme imkanı sağlanmıştır.
d. İslâm Hukukunda Kasten Adam Öldürmenin Cezası
İslâm hukukunda kasten adam öldürme suçunun cezası iki şekilde belirlenmiştir: birincisi uhrevî ceza ve ikincisi dünyevî ceza. Bu cezaların belirlendiği ayetler şunlardır:
"Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas yazıldı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın öldürülür. Ancak kim kardeşi tarafından affedilirse kısas düşer. Bundan sonra iyiye uymak, öldürülenin velisine (gereken diyeti) güzel bir şekilde ve tam olarak ödemek gerekir. O halde söylenenler, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Her kim bundan sonra saldırıya kalkışırsa, muhakkak onun için elem verici bir azap vardır." (Bakara, 2 / 178)
Bu ayetten de anlaşıldığı gibi, kısas kasten öldürmelerde uygulanan bir cezadır ve eğer ölenin velisi isterse kısastan vazgeçip diyet isteyebilir. Diyet ise 100 devedir.
Kısasla ilgili bir başka ayet de şöyledir :
"Tevrat'ta onlara şöyle yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe dil. Yaralar da kısastır. Kim bunu bağışlarsa kendisi için o kefaret olur..." (Maide, 5 / 45)
Bu ayet de, İslâm öncesi dönemde de kısas cezasının bulunduğuna işaret eden bir ayet olmasının yanında, kısasın nasıl olacağına dair hükümler bildirilmiş ve kısasta bağışlamaya teşvik belirtilmiştir.
Kısasla ilgili son ayet şöyledir:
"Haklı bir sebep olmadıkça Allah'ın muhterem kıldığı cana kıymayın. Bir kimse zulmen öldürülürse, onun velisine yetki verdik. Ancak bu veli de kısasta ileri gitmesin..." (İsra, 17 / 33)
Bu ayetin mefhumundan anlaşılan da kısasın kasten adam öldürmelerde uygulanan bir ceza olduğudur. Bunun yanında kısas talebinde bulunacak olanların ölenin varisleri, yakınları, kısaca velileri olduğu da bu ayetten anlaşılmaktadır. Nitekim İslâm hukukçuları bu ayetten hareketle kısas talebinin devlet tarafından değil, maktülün velileri tarafından yapılabileceğine hükmetmişler, veli ya da veliler kısastan vazgeçerlerse devletin kısasta ısrarcı olmayacağına delil getirmişlerdir.
Veli ya da veliler kısastan vazgeçerlerse, fail aleyhinde diyet söz konusu olabilmektedir. Ancak mezhepler kısastan vazgeçmenin diyeti zorunlu kılıp kılmayacağı noktasında ihtilaf etmişlerdir. Hanefîlere göre velilerin kısastan vazgeçtiklerini söylemeleri, diyetten de vazgeçtikleri anlamındadır. Şayet diyetten vazgeçmiyorlarsa, diyet karşılığında kısastan vazgeçtiklerini söylemeleri gerekir. Şafiîler ise Hanefîlerin aksine olarak kısastan vazgeçmenin diyet istemek anlamına geldiğini, şayet diyet de istemiyorsa bunu ayrıca söylenmesi gerektiğini savunmaktadırlar. 
 


Yrd. Doc. Dr. Ali DUMAN
İnönü Üniv. İlahiyat Fak.
İslam Hukuku Ana Bilim 
Dalı Başkanı

 
  İÇİNDEKİLER
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  YAZARLAR
 
YAZARLAR
Ali DUMAN
Yrd.Doç.Dr
Loadtr.Com

Ali ESGİN
Yrd.Doç.Dr

Derya EĞİLMEZ
Yazar

Cengiz DUMAN
Araştırmacı-Yazar
Loadtr.Com

Mehmet BAŞAR
Gazeteci-Yazar
Loadtr.Com

SÜRELİ YAYINLAR

EKLENENLER

İsrailoğulları kavramının oluşumu üzerine

 

İMAM EBU YUSUF, HAYATI, FIKIHÇILIĞI VE ESERLERİ

 

 

KUR'AN'DA ZİKREDİLEN MEYVELER

 

İSLAM TARİHİNDE SEÇİM USULÜ

 

evli çiftlerde cinsellik

 

NÜKLEER SANTRALLER VE ÇEVRE GÜVENLİĞİ

 

“AYNA” PROGRAMI İLE DÜNYA’YI DOLAŞMAK

 

Elmalılı'nın meali veya sahipsizliğin meali

 

KUR'AN'I KERİM'E GÖRE İNSAN DAVRANIŞLARI

 

  İSLAM İLMİHALİ
İSLAM İLMİHALİ KONULARI
Loadtr.Com
İSLAM İLMİHALİ
İLMİHAL NEDİR ?
GUSÜL VE GUSLÜ GEREKTİREN HALLER
GUSLÜN FARZLARI
GUSLÜN SÜNNETLERİ
GUSÜL ETMESİ FARZ OLANLARA HARAM VEYA MEKRUH OLAN ŞEYLER
Teyemmüm nedir ?
TEYEMMÜMÜ MUBAH KILAN VE KILMAYAN BAZI HALLER
İMAMLIK VE CEMAAT
Kasten kılınmamış namazların kazası olmaz
BAYRAM NAMAZI NASIL KILINIR
CENAZE NAMAZI NASIL KILINIR
MEKRÛH VAKİTLER
NAFİLE NAMAZLAR
Kadın'a Namaz kılmak İçin Getirilen Kolaylıklar
SEHİV (Yanılma) SECDELERİ İLE İLGİLİ MESELELER
TİLÂVET SECDESİ İLE İLGİLİ MESELELER
KİMLERE ZEKÂT VERİLİR, KİMLERE VERİLMEZ?
KİMLERE ZEKÂT VERİLİR, KİMLERE VERİLMEZ?
ZEKÂTA BAĞLI OLMAYAN MALLAR
ALTIN İLE GÜMÜŞÜN ZEKÂTI
HACCIN FARZ OLMASININ ŞARTLARI
HACCIN RÜKÜNLERİ
HAC VE UMRE İLE İLGİLİ YASAKLAR
Prof.Dr. Köse: Sigara hamilelere haram
Faiz gelirleriyle işlenen hayırın sevabı var mıdır?
İSLÂM'DA MUAŞERET (GÜZEL GEÇİNME) ÂDÂBI
OJE KULLANMANIN HÜKMÜ
DİNİMİZDE KURBAN İBADETİ
Çocuğa İsim Vermek
İMAMLIK VE CEMAAT
İSLAM DİNİNDE ARINMA İBADETİ OLARAK GUSÜL VE ABDEST
Fıtr Sadakası nedir, kimlere, nasıl ve ne zaman verilir?
Namaz'da cebi tek hamlede kapatın
Kurbanlık Hayvan Alımlarında Dikkat Edilecek Hususlar Nelerdir?
KURBAN KESİMİ NASIL YAPILMALIDIR?
KURBAN YÜZME VE PARÇALAMA İŞLEMLERİNDE NELER YAPILMALIDIR?
SAFA VE MERVE ARASINDA SA’Y ETMEK
RESİMLİ TEYEMMÜM TARİFİ
Çocuğa İsim Vermek
İSLAMİYET'E GÖRE ÂŞURA GÜNÜ VE AŞÛRA ORUCU
Âşûrâ günü ile ilgili bidatler
ÂŞÛRÂ GÜNÜ VE ÂŞÛRÂ ORUCUNUN MAHİYETİ
TEVRAT’A GÖRE AŞURA GÜNÜNÜN ÖNEMİ VE ÂŞURA ORUCU
  FIKIH İMAMLARI
FIKIH İMAMLARI
Ebu Hanife (İmam Azam)hayatı, eserleri ve fıkıhçılığı
İmam Şafi hayatı ve fıkıhçılığı
İmam Malik, Hayatı ve Fıkıhçılığı
İmam Ahmed b. Hanbel, Hayatı ve Fıkıhçılığı
İmam Cafer, Hayatı, Fıkıhçılığı
İmam Davud bin Ali Ez-Zahiri, Hayatı, Fıkıhçılığı
İmam Ebu Yusuf, Hayatı, Fıkıhçılığı
  KUR'AN KISSALARI
KUR’AN'I KERİM KISSALARI
RESULLER’İN TEBLİĞ MÜCADELESİNDE KAVİMLERİNİN DİRENİŞ PSİKOLOJİSİ
HZ.LUT VE HELAK OLAN KAVMİ
BURUÇ SURESİ IŞIĞINDA ASHAB-I UHDUD KISSASI
KUR’AN VE TEVRAT’A GÖRE; HZ. LUT KISSASI
HZ.SÜLEYMAN VE HÜKÜMDARLIĞI
HZ. YUNUS VE KAVMİNDEN KAÇIŞ
İSMAİL PEYGAMBER KISSASI IŞIĞINDA ÖĞÜT VE İBRETLER
HZ. HACER VE HİCRETLERİ
KURBAN HZ. İSMAİL Mİ HZ. İSHAK MI?
HZ. MUSA'NIN ALLAH İLE MÜKÂLEMESİ(KONUŞMASI)
ALİM KUL VE HZ. MUSA
HZ.HARUN VE YARDIMCI RESULLÜK
NANKÖR BİR TOPLUM ÖRNEĞİ:MEDYEN HALKI
HZ. YUSUF; ONBİR YILDIZ, AY VE GÜNEŞ
HZ.YAHYA VE ŞEHADETİ
AD KAVMİ VE HZ. HUD
YE'CÛC VE ME'CÛC
HZ. NUH VE TUFAN
SÂMİRÎ VE ALTIN BUZAĞISI NEZDİNDE ÖĞÜT VE İBRETLER KISSASI
KUR'AN'DA BAHÇE SAHİPLERİ KISSALARI
ZÜLKARNEYN KISSASI
PEYGAMBERLERDE HİCRET
SALİH PEYGAMBER VE SEMUD KAVMİ
İSMAİL PEYGAMBER KISSASI IŞIĞINDA ÖĞÜT VE İBRETLER
KISSALARDA MÜŞRİKLERİN VAHYE VE RESULE KARŞI ALDIKLARI TAVIRLAR
KUR’AN VE TEVRAT’A GÖRE HZ.İBRAHİM, HZ.İSMAİL VE HZ.HACER’İN MEKKE’YE HİCRETİ
HZ. İBRAHİM VE HZ. İSMAİL’İN KÂBE’Yİ İNŞÂ ETMESİ

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol