Kardeşler Giyim  
 
  İslam`da çok eşlilik ve Nisa 4/3 ayetinin yorumu 19.04.2024 10:03 (UTC)
   
 

İslam`da çok eşlilik ve Nisa 4/3 ayetinin yorumu

 

 


Her Cuma aynı şeyle karşı karşıya kalıyorum, Cuma namazı için camiye genellikle 25-30 dakika önce gidiyorum ve o an vaaz etmekte olan hoca efendiyi dinliyorum. Fakat hoca efendiler vaazlarında genellikle insanlara gerekli olan temel bilgiler yerine Cuma ezanı vaktinin bir an önce gelmesini bekler gibi sıradan bilgilerle vakit dolduruyorlar ya da en temel dini bilgileri bir sürü yanlışlıklar katarak anlatıyorlar. Bu da doğal olarak benim gibi dini hususlarda bilgisi olan insanları rahatsız ediyor. Kendi kendime diyorum ki şimdi kalk şu hoca efendiye anlattığı şeyin doğru olmadığını söyle, doğrusunu anlat. Fakat ne yaparsın ki orası Allah’a karşı kulluk görevini ifa etmek için bir araya gelmiş bir topluluk ve onlara bu durumu izah etmek çok zor.

Artık bu hafta karar verdim Cuma günleri hoca efendilerin anlattıkları yanlış bilgileri elimden geldiğince düzelterek Kastamonu Postası’ndaki köşemde ve www.islamhukuku.sayfasi.com adlı sitemde yayınlayacağım. Belki hoca efendiyi dinleyen cemaatten birileri bu yazıları okur da doğrusunu öğrenir.

Mesela geçen hafta hoca efendi vaazında çok can alıcı bir noktaya geldi. İslâm’da çok eşlilik konusu. Tabi konuyla ilgili klasik bilgierleri sıraladıktan sonra kendi kanaatlerini de ekledi, ama ne yazık ki verdiği bilgiler, kafa karıştırmaktan, gerçekği örtbas etmekten başka bir sonuca yol açmıyordu. Bu nedenle burada kısaca da olsa konuya açıklık getirmek istedim.

Dört kadınla evlenme konusu üzerine yapılan araştırmalar ve Kur’an-ı Kerim’de bu konuyla ilgili olan Nisa suresinin 3. ayeti ile ilgili yorumlar, İslâm’da çok eşliliğin ne emir ne de tavsiye olduğunu söylüyor. Bu sadece zorunlu şartlar altında tanınan bir ruhsattır.

Açıklamak gerekirse; Nisa suresinin 3. ayeti şöyledir:

Eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdir de) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helâl olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır”.

Kur’an’ın nazil olduğu dönemde bu ayet, bir erkeğin dörde kadar kadınla evlenebileceği şeklinde anlaşıldı. Fakat, Kur’an’ın nazil olduğu dönemdeki toplumda kadının konumu ve durumu ile evlilik kurumu incelendiğinde, istisnalar dışında, kadınların genellikle erkek için zevk vasıtası olarak görüldüğü, evliliğin kadın istismarına yol açacak derecede sınırsız olduğu görülmektedir. Cahiliye döneminde var olan evlilik çeşitlerini bir hadiste Hz. Aişe şöyle saymaktadır:

1- Evlenmek isteyen kişi, istediği kadının babası veya velisine başvurarak istediği kadınla evlenmek istediğini söylerdi. Onlar da teklifi kabul edince nikah aralarında icra edilirdi. 2- Mesela, bir kadın ay hali hastalığından iyileşince, kocası olan kişi, “filana git, onunla yat ve kendisiyle karı-koca olmasını söyle” derdi. Karısının o adamdan hamile olduğu anlaşılıncaya kadar o kadına el sürmezdi. Bu çeşit kötü bir hale başvurmalarının sebebi, güya asaletli bir çocuk almak idi. İşte o devrede zina yolundan meydana gelen çocuklar daha asaletli ve şerefli telakki edilirdi. 3- Bir kadın en az on kişi ile karı koca hayatı sürerdi. Onlardan hamile olduğu anlaşılınca, ondan sonra kocasının yanına giderdi. Esas kocasının yanına gidince, temas ettiği on kişiyi bir araya toplardı ve şöyle derdi: “Ey filan, bu çocuk senindir. Hepinizin bildiği işten meydana gelen bu çocuk senindir” der ve sevdiği erkeğin ismini çocuğa takardı ve o erkek yaptığını inkar edemezdi. 4- Bir kısım fahişeler, fuhşiyatlarını açıklamak için, kapılarının üstüne fahişelik gösterileri yaparlardı. İsteyen, istediği kadının evine giderdi. Kadın da gireni kabul eder, reddetmezdi. Şayet kadın temas ettiği kişilerden hamile olunca, doğumunda, birkaç kişi toplanırdı, çocuğun kime benzediğini tespit ederlerdi. Kime karar verirlerse, o çocuk o kimseye teslim edilirdi. Zinadan doğan çocuk böylece babasını arayıp tahmini bir ölçü ile ona verirlerdi (Buhari, nikah, 37. bab; Ebu Davud, Nikah, 33. bab).

Bu hadiste geçenlerin dışında cahiliye döneminde, kadın ile erkeğin gizli dost tutmaları şeklindeki muhadene ya da hıdn nikahı; erkeklerin mehir vermeksizin birbirlerinin kız kardeş veya üvey annelerini birbirleriyle evlendirmeleri şeklindeki şigar nikahı, eşleri karşılıklı değiştirme şeklindeki bedel nikahı, asil bir erkekten çocuk sahibi olabilmek için eşi ona sunma şeklindeki istibda nikahı, babası öldükten sonra üvey anneyle evlenme şeklindeki zayzen yada makt nikahı, bir kadının en az on erkekle cinsellik hayatı yaşaması şeklindeki muzamede nikahı ve belirli bir süre için evlilik hayatı yaşamak anlamındaki mut’a nikahı sayılabilir. Ayrıca güçlü erkeklerin, beğendiği kadınları sorgu sual olmaksızın alarak onunla cinsel temas kurması anlamındaki mahtufat nikahı, savaşlarda esir edilen kadınlardan kendi hisselerine düşenlerle cinsellik hayatı yaşamaları anlamındaki müseyyebât nikahı ve biğa denilen fahişelik de o dönemde geçerli olan cinsellik tutumları arasındadır.

Bu kadar çok ve çeşitli nikah şekilleri de göstermektedir ki o toplumda kadının sosyal bir değeri yoktur. Bir erkek dilediği kadar kadınla evlenebilirdi.

Nisa suresi 3. ayetle birlikte çok kadınla evlenme dört ile sınırlandırılmış oldu ve bu hüküm o dönemde böyle anlaşıldı.

Fakat ayete dikkat edilirse “eğer haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın” şeklinde bir açıklama vardır. Bu açıklama ile esasında İslâm’da tek eşliliğin adalet için en uygunu olduğu öngörülmektedir. Nitekim yine Nisa suresinin 129. ayetinde: “Üzerine düşüp uğraşsanız da kadınlar arasında âdil davranmaya güç yetiremezsiniz; bâri birisine tamamen kapılıp da diğerini askıya alınmış gibi bırakmayın.” Açıkça bir erkeğin birden fazla kadınla evlendiği zaman adaleti sağlayamayacağı söylenmektedir. Bu ayetle de İslam’da tek eşliliğin esas olduğu, birden fazla kadınla evlenmenin istisnai olduğu ortaya çıkmaktadır.

Nedir çok kadınla evlenmenin istisnai durumu?

İslâm evliliği neslin devamı için gerekli bir kurum olarak görmüş ve Hıristiyanlığın aksine tavsiye etmiştir. İnsanların evlenmelerini teşvik etmiştir. Amaç ise neslin bekası, insan soyunun ve müslümanların sayısının artmasıdır. Yani İslâm’da evliliğin amacı üremedir, çoğalmadır. Eğer gerçekleştirilen bir evlilik, bu amacı sağlamıyorsa ve çocuk sahibi olamayan karı ile koca birbirlerini seviyor, ayrılmak istemiyorlarsa, o taktirde, bir erkeğin başka kadınlarla evlenmesine cevaz verilmektedir. Ama bu yapılırken dikkat edilecek temel husus adalettir. Adalet göz ardı edilerek gerçekleştirilecek sonraki evlilikler, her ne kadar amaç çocuk sahibi olmak bile olsa, ilk eşi huzursuz edeceğinden, tavsiye edilmemiş. Çocuk sahibi olunamasa bile birden fazla kadınla evlenilmemesi tavsiye edilmiştir.

Daha geniş bilgi isteyenler, Diyanet işleri Başkanlığı İlmihlaine ve Diyanet İslam Ansiklopedisinin ilgili maddesine bakabilirler.

 

Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN
İ.Ü İLAHİYAT FAKÜLTESİ 
ÖĞRETİM ÜYESİ

 
  İÇİNDEKİLER
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  YAZARLAR
 
YAZARLAR
Ali DUMAN
Yrd.Doç.Dr
Loadtr.Com

Ali ESGİN
Yrd.Doç.Dr

Derya EĞİLMEZ
Yazar

Cengiz DUMAN
Araştırmacı-Yazar
Loadtr.Com

Mehmet BAŞAR
Gazeteci-Yazar
Loadtr.Com

SÜRELİ YAYINLAR

EKLENENLER

İsrailoğulları kavramının oluşumu üzerine

 

İMAM EBU YUSUF, HAYATI, FIKIHÇILIĞI VE ESERLERİ

 

 

KUR'AN'DA ZİKREDİLEN MEYVELER

 

İSLAM TARİHİNDE SEÇİM USULÜ

 

evli çiftlerde cinsellik

 

NÜKLEER SANTRALLER VE ÇEVRE GÜVENLİĞİ

 

“AYNA” PROGRAMI İLE DÜNYA’YI DOLAŞMAK

 

Elmalılı'nın meali veya sahipsizliğin meali

 

KUR'AN'I KERİM'E GÖRE İNSAN DAVRANIŞLARI

 

  İSLAM İLMİHALİ
İSLAM İLMİHALİ KONULARI
Loadtr.Com
İSLAM İLMİHALİ
İLMİHAL NEDİR ?
GUSÜL VE GUSLÜ GEREKTİREN HALLER
GUSLÜN FARZLARI
GUSLÜN SÜNNETLERİ
GUSÜL ETMESİ FARZ OLANLARA HARAM VEYA MEKRUH OLAN ŞEYLER
Teyemmüm nedir ?
TEYEMMÜMÜ MUBAH KILAN VE KILMAYAN BAZI HALLER
İMAMLIK VE CEMAAT
Kasten kılınmamış namazların kazası olmaz
BAYRAM NAMAZI NASIL KILINIR
CENAZE NAMAZI NASIL KILINIR
MEKRÛH VAKİTLER
NAFİLE NAMAZLAR
Kadın'a Namaz kılmak İçin Getirilen Kolaylıklar
SEHİV (Yanılma) SECDELERİ İLE İLGİLİ MESELELER
TİLÂVET SECDESİ İLE İLGİLİ MESELELER
KİMLERE ZEKÂT VERİLİR, KİMLERE VERİLMEZ?
KİMLERE ZEKÂT VERİLİR, KİMLERE VERİLMEZ?
ZEKÂTA BAĞLI OLMAYAN MALLAR
ALTIN İLE GÜMÜŞÜN ZEKÂTI
HACCIN FARZ OLMASININ ŞARTLARI
HACCIN RÜKÜNLERİ
HAC VE UMRE İLE İLGİLİ YASAKLAR
Prof.Dr. Köse: Sigara hamilelere haram
Faiz gelirleriyle işlenen hayırın sevabı var mıdır?
İSLÂM'DA MUAŞERET (GÜZEL GEÇİNME) ÂDÂBI
OJE KULLANMANIN HÜKMÜ
DİNİMİZDE KURBAN İBADETİ
Çocuğa İsim Vermek
İMAMLIK VE CEMAAT
İSLAM DİNİNDE ARINMA İBADETİ OLARAK GUSÜL VE ABDEST
Fıtr Sadakası nedir, kimlere, nasıl ve ne zaman verilir?
Namaz'da cebi tek hamlede kapatın
Kurbanlık Hayvan Alımlarında Dikkat Edilecek Hususlar Nelerdir?
KURBAN KESİMİ NASIL YAPILMALIDIR?
KURBAN YÜZME VE PARÇALAMA İŞLEMLERİNDE NELER YAPILMALIDIR?
SAFA VE MERVE ARASINDA SA’Y ETMEK
RESİMLİ TEYEMMÜM TARİFİ
Çocuğa İsim Vermek
İSLAMİYET'E GÖRE ÂŞURA GÜNÜ VE AŞÛRA ORUCU
Âşûrâ günü ile ilgili bidatler
ÂŞÛRÂ GÜNÜ VE ÂŞÛRÂ ORUCUNUN MAHİYETİ
TEVRAT’A GÖRE AŞURA GÜNÜNÜN ÖNEMİ VE ÂŞURA ORUCU
  FIKIH İMAMLARI
FIKIH İMAMLARI
Ebu Hanife (İmam Azam)hayatı, eserleri ve fıkıhçılığı
İmam Şafi hayatı ve fıkıhçılığı
İmam Malik, Hayatı ve Fıkıhçılığı
İmam Ahmed b. Hanbel, Hayatı ve Fıkıhçılığı
İmam Cafer, Hayatı, Fıkıhçılığı
İmam Davud bin Ali Ez-Zahiri, Hayatı, Fıkıhçılığı
İmam Ebu Yusuf, Hayatı, Fıkıhçılığı
  KUR'AN KISSALARI
KUR’AN'I KERİM KISSALARI
RESULLER’İN TEBLİĞ MÜCADELESİNDE KAVİMLERİNİN DİRENİŞ PSİKOLOJİSİ
HZ.LUT VE HELAK OLAN KAVMİ
BURUÇ SURESİ IŞIĞINDA ASHAB-I UHDUD KISSASI
KUR’AN VE TEVRAT’A GÖRE; HZ. LUT KISSASI
HZ.SÜLEYMAN VE HÜKÜMDARLIĞI
HZ. YUNUS VE KAVMİNDEN KAÇIŞ
İSMAİL PEYGAMBER KISSASI IŞIĞINDA ÖĞÜT VE İBRETLER
HZ. HACER VE HİCRETLERİ
KURBAN HZ. İSMAİL Mİ HZ. İSHAK MI?
HZ. MUSA'NIN ALLAH İLE MÜKÂLEMESİ(KONUŞMASI)
ALİM KUL VE HZ. MUSA
HZ.HARUN VE YARDIMCI RESULLÜK
NANKÖR BİR TOPLUM ÖRNEĞİ:MEDYEN HALKI
HZ. YUSUF; ONBİR YILDIZ, AY VE GÜNEŞ
HZ.YAHYA VE ŞEHADETİ
AD KAVMİ VE HZ. HUD
YE'CÛC VE ME'CÛC
HZ. NUH VE TUFAN
SÂMİRÎ VE ALTIN BUZAĞISI NEZDİNDE ÖĞÜT VE İBRETLER KISSASI
KUR'AN'DA BAHÇE SAHİPLERİ KISSALARI
ZÜLKARNEYN KISSASI
PEYGAMBERLERDE HİCRET
SALİH PEYGAMBER VE SEMUD KAVMİ
İSMAİL PEYGAMBER KISSASI IŞIĞINDA ÖĞÜT VE İBRETLER
KISSALARDA MÜŞRİKLERİN VAHYE VE RESULE KARŞI ALDIKLARI TAVIRLAR
KUR’AN VE TEVRAT’A GÖRE HZ.İBRAHİM, HZ.İSMAİL VE HZ.HACER’İN MEKKE’YE HİCRETİ
HZ. İBRAHİM VE HZ. İSMAİL’İN KÂBE’Yİ İNŞÂ ETMESİ

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol