Kardeşler Giyim  
 
  Din Ahlak Hukuk 24.04.2024 22:44 (UTC)
   
 

Din Ahlak Hukuk

 

 



Genel olarak ele alındığında insan, akıl, irade, konuşma, düşünme gibi nitelikleriyle diğer varlıklardan ayrılan ve temelde yaratılmışlığın izlerini taşıyan bir varlıktır. Yani tek başına kendi kendine yetebilen, bütün ihtiyaçlarını karşılayıp, kimseye muhtaç olmadan yaşayabilecek bir varlık değildir. Aksine hayatını sürdürebilmek için ihtiyacı olan şeyleri diğer varlıklar ve özellikle de hemcinslerine muhtaçtır. Kaldı ki, tabiaten zayıf olan insanın iş ve fiillerini anlamlandırabilmesi de ancak onun sosyal ilişkiler içinde olmasıyla gerçekleşmektedir. Bu da onun mahrumiyetleri kendisinde toplayan bir varlık olarak ortaya çıkması demektir. Böylelikle varlığını ancak çevresindeki diğer insanlarla ve içinde yaşadığı tabiatla anlamlandırabilen insan için, diğer insanlarla birlikte olmak, birlikte hareket edebilmek ve yaşabilmek demek olan insanî dayanışma olgusu, kaçınılmaz bir kader olarak ortaya çıkmaktadır. Zira, insanî dayanışma olgusu, onun diğer insanlarla birlikte hayatını sürdürebilmek, istek ve arzularını tatmin edebilmek, gelişim ve tekamülünü sağlayabilmek konusunda zorunlu birlikteliğini ve toplumsallığını açıklayan temel olgudur. Dolayısıyla insan, ister Aritotales’in tanımladığı, şekliyle Zoon Politicon (Siyasal Canlı), ister İbn Haldun’un tanımladığı şekliye tab`an medeni, isterse Farabî’nin tanımladığı şekliyle düşünen, isteyen ve bu nitelikleriyle kendi cinsinden olanlara yardım eden ve yardımlarına muhtaç olan bir canlı olarak tanımlasın, topluma, toplum hayatına muhtaç bir canlı olarak belirginlik kazanmaktadır.

 

Farklı kişilik ve konumlara sahip insanlardan meydana gelen toplumun ise belli şartlar içinde sağlıklı olarak sürebileceği bir diğer gerçeklik olarak karşımıza çıkar. Zira, toplumu meydana getiren fertlerin tamamı sosyal statü, kültür, eğitim, kişilik, kimlik, güç, kuvvet vs. açılarından eşit değildir. Toplumu oluşturan fertler arasındaki bu farklılıklar toplumun belli kurallarla düzenlenmesi zaruretini ortaya koyar. Değişik bir anlatımlar; insanın yaratılış itibariyle fiziki bakımdan acziyeti, hayatını sürdürebilmek için doğa kanunlarına bağımlılığı, tab`an medeni bir varlık olması dolayısıyla diğer insanlara ve onların yardımlarına olan ihtiyacı gibi sebeplerle topluma ve toplumsal hayata muhtaç olması; öte yandan toplumu meydana getiren fertler arasında yaratılıştan kaynaklanan farklılıklar, toplumun adalet, düzen ve yönetim zorunluluğunu meydana getirir. Bu şartlar altında insanın topluma olduğu kadar, toplumun da düzene ihtiyacı vardır denilebilir.

 

İnsanın diğer insanlarla ve toplumla ilişkilerinin düzenlenmesinde kendisinden yaralanılan kurallara sosyal düzen kuralları denilir. Bunlar da din, ahlak, görgü ve hukuk kurallarıdır. Bu kuralların (sosyal düzen kurallarının) amacı toplumu düzenlemek ve toplumum meydana getiren fertlerin rahat, huzur ve mutluluğunu gerçekleştirmektir.

Başlangıçta hemen tamamı dini nitelikli kurallar biçiminde olan, ancak daha sonraki zamanlarda birbirinden bağımsız olarak gelişen sosyal düzen kuralları genel, sürekli ve müeyyideli emirler şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu kurallara kısaca değinelim:

 

Esas itibariyle insan ile Tanrı arasındaki ilişkileri düzenleme hedefine yönelik olan bu kurallar, Tanrı'nın yeryüzünde insanlardan yapmalarını beklediği bir gayeleri gerçekleştirmelerinde yardımcı olacak nitelikte göndermiş olduğu kurallardır. Dolayısıyla bunlar sadece Tanrı-insan ilişkilerini düzenlemekle kalmayıp, insanlar arası ve insanın diğer varlıklarla ilişkilerini de düzenlemeyi amaç edinen kurallar şeklinde belirir. Nitekim yeryüzünde mevcut ilahi olan ve olmayan bütün dinlerin insanlar arasındaki ilişkileri düzenlemeye yönelik kuralları olduğu bilinmektedir. Din kurallarının Tanrı'nın belirlediği hedeflerden sapma halinde belli müeyyideler getirdiği de hatırlanırsa, yaptırım açısından oldukça etkili oldukları söylenebilir. Ancak bu kuralların müeyyidelerinden bir kısmı bu dünyaya yönelik olsa da büyük bir çoğunluğu öte dünyaya yöneliktir. Ahlak, görgü ve hukuk kurallarını da içeren bu kurallar geçmişte olduğu gibi günümüzde de insan toplumlarını düzenleme aracı olarak geçerliliklerini sürdürmektedirler.

 

Din kuralları gibi insan davranışlarını düzenleyici özellik gösteren ahlak kuralları da bir toplumda iyilik ya da kötülük hakkında oluşmuş olan değer yargılarına göre fertlerin yapmaları ve yapmamaları gereken davranışlara ilişkin kurallar bütünüdür. Bunlar insanların hem kendilerine hem de diğer insanlara karşı manevi sorumluluklarını ifade eder. Örf ve adet kurallarının bir kısmını da içine alan ahlak kurallarının müeyyidesi ilgili olduğu alanla yakından ilişkili olarak manevidir. Burada toplumun genel geçer ilkeleriyle çelişmekten kaçınmak toplum fertleri için zorunluluk olarak kabul edilmektedir.

 

İnsanların birbirleriyle olan ilişkilerinde uydukları kurallardan biri de görgü kurallarıdır. Bunlar, fertlerin birbirleriyle karşılaştıklarında nasıl tavır almaları gerektiğini belirleyen davranış kurallarıdır. Müeyyide bakımından manevi nitelikli olarak değerlendirilmesi mümkün olan bu kurallara muaşeret kuralları da denilir.

 

Sosyal düzen kurallarının sonuncusu, kişilerin doğrudan doğruya diğer insanlarla ilişkilerini düzenleyen hukuk kurallarıdır. Diğer kural türleri gibi toplum düzenini sağlamak amacına yönelik olan hukuk kuralları, müeyyide bakımından en güçlü olan kurallardır. Çünkü bunların uygulanmasının ve gerçekleştirilmesinin sağlanmasında devlet gücü her zaman hissedilmektedir.

 

Sosyal düzen kurallarının amacı toplumu düzenlemek ve toplumu oluşturan fertlerin rahat, huzur ve mutluluğunu gerçekleştirmektir. Kesin olarak birbirlerinden ayrılamayan bu kuralların en önemlisi, fertlerin birbirleriyle ve toplumla ilişkilerini düzenleyen ve devlet müeyyidesiyle kuvvetlendirilmiş bulunan hukuk kurallarıdır. 

Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN
İ.Ü İLAHİYAT FAKÜLTESİ 
ÖĞRETİM ÜYESİ

 
  İÇİNDEKİLER
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  YAZARLAR
 
YAZARLAR
Ali DUMAN
Yrd.Doç.Dr
Loadtr.Com

Ali ESGİN
Yrd.Doç.Dr

Derya EĞİLMEZ
Yazar

Cengiz DUMAN
Araştırmacı-Yazar
Loadtr.Com

Mehmet BAŞAR
Gazeteci-Yazar
Loadtr.Com

SÜRELİ YAYINLAR

EKLENENLER

İsrailoğulları kavramının oluşumu üzerine

 

İMAM EBU YUSUF, HAYATI, FIKIHÇILIĞI VE ESERLERİ

 

 

KUR'AN'DA ZİKREDİLEN MEYVELER

 

İSLAM TARİHİNDE SEÇİM USULÜ

 

evli çiftlerde cinsellik

 

NÜKLEER SANTRALLER VE ÇEVRE GÜVENLİĞİ

 

“AYNA” PROGRAMI İLE DÜNYA’YI DOLAŞMAK

 

Elmalılı'nın meali veya sahipsizliğin meali

 

KUR'AN'I KERİM'E GÖRE İNSAN DAVRANIŞLARI

 

  İSLAM İLMİHALİ
İSLAM İLMİHALİ KONULARI
Loadtr.Com
İSLAM İLMİHALİ
İLMİHAL NEDİR ?
GUSÜL VE GUSLÜ GEREKTİREN HALLER
GUSLÜN FARZLARI
GUSLÜN SÜNNETLERİ
GUSÜL ETMESİ FARZ OLANLARA HARAM VEYA MEKRUH OLAN ŞEYLER
Teyemmüm nedir ?
TEYEMMÜMÜ MUBAH KILAN VE KILMAYAN BAZI HALLER
İMAMLIK VE CEMAAT
Kasten kılınmamış namazların kazası olmaz
BAYRAM NAMAZI NASIL KILINIR
CENAZE NAMAZI NASIL KILINIR
MEKRÛH VAKİTLER
NAFİLE NAMAZLAR
Kadın'a Namaz kılmak İçin Getirilen Kolaylıklar
SEHİV (Yanılma) SECDELERİ İLE İLGİLİ MESELELER
TİLÂVET SECDESİ İLE İLGİLİ MESELELER
KİMLERE ZEKÂT VERİLİR, KİMLERE VERİLMEZ?
KİMLERE ZEKÂT VERİLİR, KİMLERE VERİLMEZ?
ZEKÂTA BAĞLI OLMAYAN MALLAR
ALTIN İLE GÜMÜŞÜN ZEKÂTI
HACCIN FARZ OLMASININ ŞARTLARI
HACCIN RÜKÜNLERİ
HAC VE UMRE İLE İLGİLİ YASAKLAR
Prof.Dr. Köse: Sigara hamilelere haram
Faiz gelirleriyle işlenen hayırın sevabı var mıdır?
İSLÂM'DA MUAŞERET (GÜZEL GEÇİNME) ÂDÂBI
OJE KULLANMANIN HÜKMÜ
DİNİMİZDE KURBAN İBADETİ
Çocuğa İsim Vermek
İMAMLIK VE CEMAAT
İSLAM DİNİNDE ARINMA İBADETİ OLARAK GUSÜL VE ABDEST
Fıtr Sadakası nedir, kimlere, nasıl ve ne zaman verilir?
Namaz'da cebi tek hamlede kapatın
Kurbanlık Hayvan Alımlarında Dikkat Edilecek Hususlar Nelerdir?
KURBAN KESİMİ NASIL YAPILMALIDIR?
KURBAN YÜZME VE PARÇALAMA İŞLEMLERİNDE NELER YAPILMALIDIR?
SAFA VE MERVE ARASINDA SA’Y ETMEK
RESİMLİ TEYEMMÜM TARİFİ
Çocuğa İsim Vermek
İSLAMİYET'E GÖRE ÂŞURA GÜNÜ VE AŞÛRA ORUCU
Âşûrâ günü ile ilgili bidatler
ÂŞÛRÂ GÜNÜ VE ÂŞÛRÂ ORUCUNUN MAHİYETİ
TEVRAT’A GÖRE AŞURA GÜNÜNÜN ÖNEMİ VE ÂŞURA ORUCU
  FIKIH İMAMLARI
FIKIH İMAMLARI
Ebu Hanife (İmam Azam)hayatı, eserleri ve fıkıhçılığı
İmam Şafi hayatı ve fıkıhçılığı
İmam Malik, Hayatı ve Fıkıhçılığı
İmam Ahmed b. Hanbel, Hayatı ve Fıkıhçılığı
İmam Cafer, Hayatı, Fıkıhçılığı
İmam Davud bin Ali Ez-Zahiri, Hayatı, Fıkıhçılığı
İmam Ebu Yusuf, Hayatı, Fıkıhçılığı
  KUR'AN KISSALARI
KUR’AN'I KERİM KISSALARI
RESULLER’İN TEBLİĞ MÜCADELESİNDE KAVİMLERİNİN DİRENİŞ PSİKOLOJİSİ
HZ.LUT VE HELAK OLAN KAVMİ
BURUÇ SURESİ IŞIĞINDA ASHAB-I UHDUD KISSASI
KUR’AN VE TEVRAT’A GÖRE; HZ. LUT KISSASI
HZ.SÜLEYMAN VE HÜKÜMDARLIĞI
HZ. YUNUS VE KAVMİNDEN KAÇIŞ
İSMAİL PEYGAMBER KISSASI IŞIĞINDA ÖĞÜT VE İBRETLER
HZ. HACER VE HİCRETLERİ
KURBAN HZ. İSMAİL Mİ HZ. İSHAK MI?
HZ. MUSA'NIN ALLAH İLE MÜKÂLEMESİ(KONUŞMASI)
ALİM KUL VE HZ. MUSA
HZ.HARUN VE YARDIMCI RESULLÜK
NANKÖR BİR TOPLUM ÖRNEĞİ:MEDYEN HALKI
HZ. YUSUF; ONBİR YILDIZ, AY VE GÜNEŞ
HZ.YAHYA VE ŞEHADETİ
AD KAVMİ VE HZ. HUD
YE'CÛC VE ME'CÛC
HZ. NUH VE TUFAN
SÂMİRÎ VE ALTIN BUZAĞISI NEZDİNDE ÖĞÜT VE İBRETLER KISSASI
KUR'AN'DA BAHÇE SAHİPLERİ KISSALARI
ZÜLKARNEYN KISSASI
PEYGAMBERLERDE HİCRET
SALİH PEYGAMBER VE SEMUD KAVMİ
İSMAİL PEYGAMBER KISSASI IŞIĞINDA ÖĞÜT VE İBRETLER
KISSALARDA MÜŞRİKLERİN VAHYE VE RESULE KARŞI ALDIKLARI TAVIRLAR
KUR’AN VE TEVRAT’A GÖRE HZ.İBRAHİM, HZ.İSMAİL VE HZ.HACER’İN MEKKE’YE HİCRETİ
HZ. İBRAHİM VE HZ. İSMAİL’İN KÂBE’Yİ İNŞÂ ETMESİ

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol