|
|
|
|
|
|
|
|
Yeni Yılın Düşündürdükleri ya da Zaman Üzerine Düşünmek
Yaşlı bir bilge, "bana zamanın ne olduğu sorulmadığı sürece zamanın ne olduğunu biliyorum; ama sorulduğunda bilmiyorum" demiş. Zaman, bizim akışının sürekli farkında olduğumuz, saatlerle, günlerle ya da yaşımızla sembolleştirdiğimiz, ancak üzerine çok düşünmediğimiz bir kavram. Aslında yaşlı bilge gibi her birimiz onun ne olduğu konusunda dillendiremediğimiz bilgilere sahibiz. Zamana ilişkin bildiğimizi varsaydığımız fakat dillendiremediğimiz bilgilerimizin üzerine pek düşünmediğimiz için, onları pratik etme yeteneğinden de çoğu zaman yoksun kalırız. Söz gelimi, sürekli onunla yaşamamıza, her daim farkında olmamıza ve gündelik yaşamlarımızda yapıp ettiğimiz her şeyin en temel belirleyicisi olmasına rağmen, zamanın kendi tanımında yer alan temel gerçekliğini, onun akıp (yitip) giden olma özelliğini hep göz ardı ederiz. Oysa zaman akıp gitmektedir ve zamanın akıp gitmesinin engellenmesinde, zamanın durdurulmasında şu an'a kadar hiçbir güç başarılı olamamıştır. Biz genellikle bu gerçekliği unutarak ya da görmezden gelerek yaşarız.
Zamanın bildiğimizi varsaydığımız fakat çok fazla düşünmediğimiz diğer bir özelliği ise, onun tersinemez, yani geri dönülemez olmasıdır. "Ah keşke"lerle başlayan cümlelerimiz zamanın tersinemezliğine isyanın ya da onun bu özelliğini hatırlayışımızın çözümsüz sonuçlarıdır aslında. Ama buna rağmen, keşkeler yaşamlarımızda hep vardır ve bizler yaşam süremizdeki keşkeleri her defasında onlara bir keşke daha ekleyerek çoğaltırız. Üzüntülerimiz, pişmanlıklarımız, mutsuzluklarımız ve hatta başarısızlıklarımız keşkelerimizin çok olmasındandır.
Zamanın bu iki özelliğinin farkında olarak yaşamakla, bunları görmezden gelerek yaşamak arasında belirgin ayrımlar vardır. Yaşamlarımızın seyrini belirlemek, ilişkilerimizi düzenlemek, yapıp ettiklerimize yeni anlamlar kazandırmak, sürekli olarak dile getirdiğimiz başarı ve mutluluk dileklerini geçerli kılmak ve daha önemlisi sıradanlığı aşmak farkında olmakla, akıp giden ve tersinemez olan zaman gerçekliğinin farkına varıp keşkelerimizi azaltmakla mümkündür. Aksi durumda, her yeni yılın gelişi, en azından bilinç durumunda, rutinleşmiş bir biçimde yapılan tarihsel bir sembolleştirmenin ya da takvim yaprağındaki yılın son gününü yırtıp atmanın ötesine geçemeyecektir.
Zamanın önümüze getirdiği yeni olanaklar alanı olarak görebileceğimiz yeni yılın size ve sevdiklerinize arzu ettiğiniz tüm güzellikleri getirmesi dileğiyle…
Yrd. Doç. Dr. Ali ESGİN
İnönü Üniversitesi
Fen-Edebiyat Fakültesi
Sosyoloji Bölümü
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|