Kardeşler Giyim  
 
  HZ. NUH VE TUFAN 19.04.2024 01:01 (UTC)
   
 
Hz. Nuh (a.s ) ve Tufan
 
 
 
         "Sonragelenler içinde 'alemlerde Nuh'a selam olsun' diye ona iyi bir ün bıraktık. " (Saffat/78)
         " Nuh'u ve gemide bulunanları kurtardık ve bunu alemlere ibret kıldık." (Ahzab/77)
 
             Giriş
 
          İslam davetinin, otoritelerinin de ortadan kaldırılmasını da hedeflediğini anlayan Mekke mele'leri (ileri gelenler) , bunun önüne geçmek için resule ve diğer Müslümanlara karşı hakaret ve baskı dolu bir kampanya başlatırlar. Buna rağmen Müslümanlar, Allah'ın ayetlerini onlara "Okumaktan" geri durmazlar.Lakin içinde bulundukları baskı ve zulüm, nihayetinde birer beşer olan Müslümanları sıkmaya, zorlamaya başlar. Buna karşı Allah Kur'an'da onlara şöyle seslenir:
        " And olsun Asra ki, insana şüphesiz hüsrandadır. Ancak iman edip Salih amel işleyenler, birbirlerine Hakkı ve Sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır. " ( Asr/1-3)
        Böylece Allah, her konuda olduğu gibi, " Tebliğ" de de "Sabır" ister Müslümanlardan. Bir sure sonar Nuh (a.s) kıssasını indirerek, Nuh kavminin, peygamberlerine karşı olumsuz tavırlarını ve akıbetini anlatır, muhatapları uyarır.
        Aynı zamanda "Okuma"da "Sabr" örneği olarak Nuh'u@ zikrederek, resul ve Diğer Müslümanların karşılaştıkları engellere bakarak eylemlerinde gevşememeleri öğütlenmiş olur. Yanı sıra Yunus (Zü'n-Nun) kıssasını indirerek "Okuma" tebliğ eyleminde "Sabr" etmeyerek toplumunu terk eden peygamberin hatası belirtilerek, Muhammed@ ve sahabesi aynı yanlış davranıştan sakındırılır.
 
        Nuh kavminin durumu:
 
        Allah'ın beyanına göre Nuh kavmi, çeşitli İlahlara tapan, Şirk içersinde bir kavimdir. Kavim, ekonomik ve siyasi olarak sivrilmiş olan ve Allah'ın Kur'an'ı Kerim'de " Mele" ileri gelenler olarak adlandırdığı     kimselerin istekleri doğrultusunda yaşamaktadır. Onlarca dünya    hayatının
Amacı   yalnızca    servet    biriktirmek   ve   güçlü    olmaktı.Halk   bu   yönde Özendirilmekteydi.Bu durum,Nuh   peygamberin   dilinden   şöyle   ifade
edilir.
          "Rabbim doğrusu bunlar bana isyan ettiler, malı ve evladı kendisinin   sadece hüsranını arttıran kimseye uydular, birbirinden büyük düzenler kurdular. Dediler ki: Sakın ilahlarınızı bırakmayın, Veed, Suva, Yeğus, Yeuk ve Nesr'i asla terk etmeyin.Böylece birçok kimseyi yoldan çıkardılar."
İşte Allah,kendisi de böyle bir ortam içinde yaşayan Nuh'u resul olarak seçer.
          "Andolsun,Nuh'u da kendi toplumuna gönderdik."Ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım. Allah'tan başkasına kulluk etmeyin! Doğrusu ben , hakkınızda can yakıcı bir günün azabından korkuyorum" dedi. "
Kendilerine daha önce resul gönderilip inzar edilmemiş bir toplumda, artık Hakk-batıl mücadelesi başlamış, insanlar imtihana alınmıştır. Nuh, insanları sadece Allah’a kulluk etmeye, taptıkları ilahlardan yüz çevirmeye çağırmaktadır. Kavmi şaşırıp kalmıştı buna. Daha düne kadar onlar gibi yaşayan Nuh, toplumsal yapıyı değiştirmek istiyor­du. Tüm topluma karşı çıkma cesaretini ne­reden almıştı bu adam !
          Öte yandan, “ileri gelenler” ilahlarına ya­pılan saldırılara sessiz kalamazlardı. İlah­ların terk edilmesi, kafirlerin otoritelerinin ve toplum üzerindeki sömürülerinin de tehlike­ye düşmesi demekti. Bu nedenle Nuh’a yüklendikçe yüklendiler. Halkın ona itibar etmemesi için var güçlerini kullandılar. De­diler ki:   
         " Seni de ancak kendimiz gibi bir insan gö­rüyoruz. " (11/27)
         "Bu da sizin gibi bir insan, ama size ege­men olmak istiyor. Allah dileseydi melekler indirirdi.  "(23/2)
         Egemenlikleri ve çıkarları tehlikeye düşen “ileri gelenler”, çamur üstüne çamur atma­ya, Allah’ın insanlardan bir resul göndermesinin anlamsız olduğunu söylemeye başlarlar. Nuh'un çabasını, "yönetici olma çabası” olarak göstermeye çalışırlar. Böy­lece, davanın “ilahi” yönünü halktan saklamaya uğraşırlar. Halbuki Nuh, emin bir resuldü, yalan ona yakışmazdı. Kendini ol­duğundan başka gösteremezdi. “sivrilme” amacında olsaydı daha başka yollar denerdi bunun için. Mesela yanına, basit görüşlü ayak takımını! değil, aydın ve güçlü kim­seleri toplardı. Oysa o, Allah’ın ayetlerini okuyordu onlara. Çünkü Allah, insanların servet ve güçlerine değil, iman ve amelle­rine göre değer biçiyordu.
         Bütün bu hamlelere rağmen Nuh'un tavrını değiştirmeyen “ileri gelenler”,  kendisi gi­bi değerli ! bir insanın, bu “basit’ görüşlü "ayaktakımı" ile birlikte hareket etmesini onun şanına ! uygun görmezler, onları et­rafından kovması gerektiğini telkin ederler.  Nuh, bunlara karşı şöyle cevap verir:
         "Benim mükâfatım ancak Allah'a aittir. Ben iman edenleri kovacak değilim; çünkü onlar Rablerine kavuşacaklardır. Fakat ben sizi, bilgisizce davranan bir topluluk olarak görüyorum. " (11/29)
          "Ben iman eden kimseleri kovacak değilim. "
          "Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım. "   (26/114-115)
        Nuh@, sonuna kadar müminleri savu­nur, Onlara kol-kanat gerer.
Onların hesabının Allah’a ait olduğunu, kendisinin sadece uyarıcı olduğunu defalarca söyler. Mal-mülk için davasından taviz vermesinin mümkün olmadığını ısrarla beyan eder.
       "Ey kavmim! Allah'ın emirlerini bildirmeye karşılık sizden herhangi bir
mal istemiyorum. Benim mükâfatım ancak Allah'a aittir. " (11/29)
       Böylece yıllar geçer. Hz. Nuh, her fırsatta insanlara Allah’ın risaletini bildirme-ulaştırma çabası içindedir;
          "Rabbim! doğrusu ben kavmimi gece­ gündüz çağırdım."  (71/15).
       "Onlara açıktan açığa, gizliden gizliye söy­ledim." (71/8-9)
          "Andolsun ki biz Nuh'u kendi kavmine gönderdik de o bin yıldan elli yıl eksik bir süre onların arasında kaldı. " (29/14)
950 senelik çok uzun bir tebliğ dönemine ve Nuh’un tüm çabalarına rağmen kavminin büyük çoğunluğu dinlerinde ısrar ederek muhalif kaldılar. Etrafında bir avuç mümin toplan­dı. Hafta oğlu ve karısı bile iman etmedi. Nuh’un davetine karşı kavmi, “parmakla­rını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine bürün­düler, inatlaştılar, büyüklendikçe büyüklendiler." (71/7)
          "Fakat benim davetim, ancak kaçmalarını arttırdı. " (71/6)
Saflar kesin olarak ayrıldı, iş “ölümle tehdit” noktasına geldi:
          " Ey Nuh, bu işe son vermezsen taşlanan­lardan olacaksın." (26/116)
    "Bizimle tartıştı, hem de çok tartıştın. Doğru sözlülerden isen bizi tehdit
ettiğin azabı getir." (11/32).
Çaresiz ve bitkin düşmüştü Nuh, dayana­cak gücü kalmamıştı. Sığınabileceği tek melceye Allah'a sığındı ve şöyle yalvardı:
           "Rabbim! beni yalanlamalarına karşı ba­na yardım et." (23/25)
        "Benimle onların, arasında Sen hüküm ver. Beni ve beraberimdeki
müminleri kurtar." (26/118)
           Kafirlerin, yıllar süren inat ve kibirleri yüzün­den işledikleri kötü fiiller, basiretlerini köreltmişti. Artık haklarındaki hüküm gerçekleşmek üzeredir. Allah, Nuh’un du­asına şöyle icabet eder:
         "Senin kavminden iman etmiş olanlardan başkası (bundan sonra) iman
etmeyecek. Onların yapa geldiklerine üzülme. Nezare­timiz altında sana bildirdiğimiz gibi gemiyi yap... " (11/36-37)
           Mücadelede yeni bir aşamaya geçilmişti. Allah Nuh'tan bir gemi yapmasını istemekteydi.
           "(Nuh) Gemiyi yaparken, milletinin ileri gelenleri, yanına her uğradıklarında onunla alay ederlerdi." (11/38)
Onlar alay ede dursunlar, gemi bitirilmiş, "Tennur"dan sular fışkırmaya dökülmeye başlamıştı.Allah,Nuh;a daha önce şöyle vahyetmişti:
        "Emrimiz gelip tennurdan sular kaynamaya başlayınca, her şeyden ikişer çifti ve aleyhine hüküm verilmemiş olanları gemiye bindir. Sular yükselmeye, gemiyi kaldıracak seviyeye gelmeye başlamıştı. O esnada Nuh, oğlunu gördü. Allah'ın, "aleyhine hüküm verilmiş olanın dışında" emrine rağmen babalık yüreği dayanamadı, onu da gemiye çağırdı:
        "Ey oğulcuğum, bizimle beraber gel, kafirlerle birlikte olma." (11/42) Basireti körelmiş, kafirlerden biri olan oğlu şöyle cevap verdi:
        "Dağa sığınırım,o beni sudan kurtarır. Bugün acıdığı hariç, O'nun emrinden koruyacak hiçbir şey yoktur. Aralarına dalga girdi ve o da boğulanlardan oldu." (11/43)
Nuh (a.s), dayanamadı, Rabbine seslendi.
        "Rabbim, oğlum benim ehlimdendi. " (11/45)
Resul olan bir baba bile, Allah'a isyan eden oğlunu kurtaramamıştı. Hz. Nuh'un yaptığı, "Kan bağına" dayalı duygusal harekete Allah, şöyle cevap verdi:
        "Ey Nuh, O SENİN EHLİNDEN SAYILMAZ, çünkü (onun yaptığı) Salih olmayan bir ameldir. Öyleyse bilmediğin bir şeyi Benden isteme. Cahillerden olmaman için sana öğüt!.." (11/46)
         Bu ifade, kıyamete kadar gelip geçecek tüm müminlere de bir uyarı, bir ihtardır. Müslüman olmayanın, peygamber soyundan bile gelse bir diğeri yoktu,  olamazdı. İnsanı ahiret'te kurtaracak olan ancak "Selim bir kalb",
(derin bir iman) ve buna dayalı amellerdir.
        Allah'ın nezdinde kafirlere şefaatçi yoktur herkes, ancak yaptığı
amellerin karşılığını alacaktır. Kafirler için resul babası veya resul oğlu yada
resul eşi olsa bile hiçbir şefaat, fidye ve araçlar kabul edilmez.
         "Allah kafirlere Nuh'un karısıyla, Lut'un karısını misal gösterir. Bu ikisi
kullarımızdan iki Salih kulun (nikahı) altında idiler, fakat onlara ihanet
ettiler. Kocaları, Allah'tan (gelen) hiçbir şeyi onlardan savamadı. (onlara):
"Cehenneme girenlerle beraber sizde girin" dendi. (66/10)
 
         Tufan
 
          Böylece tufan gerçekleşmiş Allah'ın kafirler hakkındaki hükmü
gerçekleşmişti. Tufan'ın tüm dünya'yı mı kapsadığı, yoksa sadece Nuh
kavminin yaşadığı bölgeyi mi içine aldığı hakkında değişik görüşler ileri
sürülebilir.
         Her şeyden önce kıssanın odak noktası "Tufan" değil, mü'min ve
müşriklerin vahye karşı aldığı tavırlardır.Tufan olayı Hz. Nuh'un verdiği
uzun mücadelede kafirler aleyhine gerçekleşmiş bir sonuçtur ve kıssanın
sadece bir bölümünü oluşturmaktadır.
          Tufan'ın ister tüm dünya'ya şamil olduğuna, isterse yöresel olduğuna
inanalım, bu bizim için "imanî" bir zaaf teşkil etmez. Ancak gaybî bir olay
olan tufan üzerinde sonuç getirmeyecek tartışmalara girmek bizi özden cüze;
hidayetle ilgili içerikten gereksiz ayrıntılara çekeceğinden "Gabya taş
atmaktan " (18/22) vazgeçmeliyiz. Gaybî olayların Kur'an'da gereği ve yeteri
kadar verildiğine inanıyor ve bu konuda şu Kur'an'i ilkeyi benimsiyoruz.
        "(İnsanların kimi:) "Onlar üç kişidir; dördüncüleri de köpekleridir"
diyecekler; yine: "Beş kişidir; altıncıları köpekleridir" diyecekler. (Bunlar)
bilinmeyen hakkında tahmin yürütmektir. (Kimileri de:) "Onlar yedi kişidir;
sekizincisi köpekleridir" derler. De ki: Onların sayılarını Rabbim daha iyi
bilir. Onlar hakkında bilgisi olan çok azdır. Öyle ise Ashâb-ı Kehf hakkında,
delillerin açık olması haricinde bir münakaşaya girişme ve onlar hakkında
(ileri-geri konuşan) kimselerin hiçbirinden malumat isteme." (18/22)
         İnkarcıların polemik için yaptıkları boş tartışmalara dalıp Kur'an'ın
çerçevesini aşacak zannî bilgiler üretmememiz, onun sınırlarında durmamız
gerekmektedir.
 
         Sonuç
 
Sonuç olarak Nuh kıssasının vahye muhatap olanlara vermek istediği mesaj ve dersleri şöyle sıralayabiliriz.
a-Nuh'un@ risaletle görevlendirildiği esnadan başlayarak giriştiği tebliğ
eylemindeki metodu: "GECE GÜNDÜZ ÇAĞIRDIM ONLARI, AÇIKÇA DA
SÖYLEDİM, GİZLİCE DE "  
 b-Kafirlere yaranmak için taviz verilmemesi Müslümanların bütünlüğünün
korunması gerektiği: "BENİM ÜCRETİM ALLAH'A AİTTİR.MÜMİNLERİ
KOVACAK DEĞİLİM."
c-Mücadelede sürekli direniş; sonucun Allah'a havale edilmesi gerektiği.
d-Hidayet ve zafer, Allah'ın dilemesine bağlıdır. Bu yüzden, Müslümanların
sayılarının azlığı ve dünya'da kafirlere galip gelememeleri yenilgi değildir.
Mühim olan, muhataplara Allah'ın mesajını iletmek hususunda tüm çaba ve
gayreti göstermektir. Bize düşen, Hakkı ortaya koymak, Kur'an'a uyanları,
azabı müthiş bir gün ile uyarmaktır.




Cengiz DUMAN
Araştırmacı-Yazar
 
  İÇİNDEKİLER
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  YAZARLAR
 
YAZARLAR
Ali DUMAN
Yrd.Doç.Dr
Loadtr.Com

Ali ESGİN
Yrd.Doç.Dr

Derya EĞİLMEZ
Yazar

Cengiz DUMAN
Araştırmacı-Yazar
Loadtr.Com

Mehmet BAŞAR
Gazeteci-Yazar
Loadtr.Com

SÜRELİ YAYINLAR

EKLENENLER

İsrailoğulları kavramının oluşumu üzerine

 

İMAM EBU YUSUF, HAYATI, FIKIHÇILIĞI VE ESERLERİ

 

 

KUR'AN'DA ZİKREDİLEN MEYVELER

 

İSLAM TARİHİNDE SEÇİM USULÜ

 

evli çiftlerde cinsellik

 

NÜKLEER SANTRALLER VE ÇEVRE GÜVENLİĞİ

 

“AYNA” PROGRAMI İLE DÜNYA’YI DOLAŞMAK

 

Elmalılı'nın meali veya sahipsizliğin meali

 

KUR'AN'I KERİM'E GÖRE İNSAN DAVRANIŞLARI

 

  İSLAM İLMİHALİ
İSLAM İLMİHALİ KONULARI
Loadtr.Com
İSLAM İLMİHALİ
İLMİHAL NEDİR ?
GUSÜL VE GUSLÜ GEREKTİREN HALLER
GUSLÜN FARZLARI
GUSLÜN SÜNNETLERİ
GUSÜL ETMESİ FARZ OLANLARA HARAM VEYA MEKRUH OLAN ŞEYLER
Teyemmüm nedir ?
TEYEMMÜMÜ MUBAH KILAN VE KILMAYAN BAZI HALLER
İMAMLIK VE CEMAAT
Kasten kılınmamış namazların kazası olmaz
BAYRAM NAMAZI NASIL KILINIR
CENAZE NAMAZI NASIL KILINIR
MEKRÛH VAKİTLER
NAFİLE NAMAZLAR
Kadın'a Namaz kılmak İçin Getirilen Kolaylıklar
SEHİV (Yanılma) SECDELERİ İLE İLGİLİ MESELELER
TİLÂVET SECDESİ İLE İLGİLİ MESELELER
KİMLERE ZEKÂT VERİLİR, KİMLERE VERİLMEZ?
KİMLERE ZEKÂT VERİLİR, KİMLERE VERİLMEZ?
ZEKÂTA BAĞLI OLMAYAN MALLAR
ALTIN İLE GÜMÜŞÜN ZEKÂTI
HACCIN FARZ OLMASININ ŞARTLARI
HACCIN RÜKÜNLERİ
HAC VE UMRE İLE İLGİLİ YASAKLAR
Prof.Dr. Köse: Sigara hamilelere haram
Faiz gelirleriyle işlenen hayırın sevabı var mıdır?
İSLÂM'DA MUAŞERET (GÜZEL GEÇİNME) ÂDÂBI
OJE KULLANMANIN HÜKMÜ
DİNİMİZDE KURBAN İBADETİ
Çocuğa İsim Vermek
İMAMLIK VE CEMAAT
İSLAM DİNİNDE ARINMA İBADETİ OLARAK GUSÜL VE ABDEST
Fıtr Sadakası nedir, kimlere, nasıl ve ne zaman verilir?
Namaz'da cebi tek hamlede kapatın
Kurbanlık Hayvan Alımlarında Dikkat Edilecek Hususlar Nelerdir?
KURBAN KESİMİ NASIL YAPILMALIDIR?
KURBAN YÜZME VE PARÇALAMA İŞLEMLERİNDE NELER YAPILMALIDIR?
SAFA VE MERVE ARASINDA SA’Y ETMEK
RESİMLİ TEYEMMÜM TARİFİ
Çocuğa İsim Vermek
İSLAMİYET'E GÖRE ÂŞURA GÜNÜ VE AŞÛRA ORUCU
Âşûrâ günü ile ilgili bidatler
ÂŞÛRÂ GÜNÜ VE ÂŞÛRÂ ORUCUNUN MAHİYETİ
TEVRAT’A GÖRE AŞURA GÜNÜNÜN ÖNEMİ VE ÂŞURA ORUCU
  FIKIH İMAMLARI
FIKIH İMAMLARI
Ebu Hanife (İmam Azam)hayatı, eserleri ve fıkıhçılığı
İmam Şafi hayatı ve fıkıhçılığı
İmam Malik, Hayatı ve Fıkıhçılığı
İmam Ahmed b. Hanbel, Hayatı ve Fıkıhçılığı
İmam Cafer, Hayatı, Fıkıhçılığı
İmam Davud bin Ali Ez-Zahiri, Hayatı, Fıkıhçılığı
İmam Ebu Yusuf, Hayatı, Fıkıhçılığı
  KUR'AN KISSALARI
KUR’AN'I KERİM KISSALARI
RESULLER’İN TEBLİĞ MÜCADELESİNDE KAVİMLERİNİN DİRENİŞ PSİKOLOJİSİ
HZ.LUT VE HELAK OLAN KAVMİ
BURUÇ SURESİ IŞIĞINDA ASHAB-I UHDUD KISSASI
KUR’AN VE TEVRAT’A GÖRE; HZ. LUT KISSASI
HZ.SÜLEYMAN VE HÜKÜMDARLIĞI
HZ. YUNUS VE KAVMİNDEN KAÇIŞ
İSMAİL PEYGAMBER KISSASI IŞIĞINDA ÖĞÜT VE İBRETLER
HZ. HACER VE HİCRETLERİ
KURBAN HZ. İSMAİL Mİ HZ. İSHAK MI?
HZ. MUSA'NIN ALLAH İLE MÜKÂLEMESİ(KONUŞMASI)
ALİM KUL VE HZ. MUSA
HZ.HARUN VE YARDIMCI RESULLÜK
NANKÖR BİR TOPLUM ÖRNEĞİ:MEDYEN HALKI
HZ. YUSUF; ONBİR YILDIZ, AY VE GÜNEŞ
HZ.YAHYA VE ŞEHADETİ
AD KAVMİ VE HZ. HUD
YE'CÛC VE ME'CÛC
HZ. NUH VE TUFAN
SÂMİRÎ VE ALTIN BUZAĞISI NEZDİNDE ÖĞÜT VE İBRETLER KISSASI
KUR'AN'DA BAHÇE SAHİPLERİ KISSALARI
ZÜLKARNEYN KISSASI
PEYGAMBERLERDE HİCRET
SALİH PEYGAMBER VE SEMUD KAVMİ
İSMAİL PEYGAMBER KISSASI IŞIĞINDA ÖĞÜT VE İBRETLER
KISSALARDA MÜŞRİKLERİN VAHYE VE RESULE KARŞI ALDIKLARI TAVIRLAR
KUR’AN VE TEVRAT’A GÖRE HZ.İBRAHİM, HZ.İSMAİL VE HZ.HACER’İN MEKKE’YE HİCRETİ
HZ. İBRAHİM VE HZ. İSMAİL’İN KÂBE’Yİ İNŞÂ ETMESİ

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol