Kardeşler Giyim  
 
  NÜKLEER SANTRALLER VE ÇEVRE GÜVENLİĞİ 05.05.2024 10:42 (UTC)
   
 

NÜKLEER SANTRALLER VE ÇEVRE GÜVENLİĞİ



Artan elektrik enerjisi ihtiyacı ve gelişen dünya konjoktürü Türkiye’de Nükleer güç santralleri yapımının ön sıraya alınmasını doğurmuştur. Bu amaçla geçtiğimiz haftalarda meclisten, Nükleer santrallerin yapımına dair bir kanun çıkarılarak; Nükleer santral yapımı ihalelerinin önü açılmıştır.
Geçmişte yaşanan Mersin Akkuyu nükleer santralı yatırım teşebbüsünün bir türlü hayata geçirilememesi, Türkiye’yi Nükleer teknoloji hususunda yatırımlarda geç bırakmıştır. En son Ecevit hükümeti döneminde rantabl olmadığı için yatırımından vazgeçilen Akkuyu Nükleer santralı yatırımı, günümüzde Sinop ili İnce burun mevkiinde yapılması tasarlanan yeni santral yatırımına sırayı bırakmıştır.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de Nükleer tesisler gündeme geldiğinde insanlarda özel bir hassasiyet doğmaktadır. Acaba Nükleer yatırımlar güvenli mi? Üzerinde hassasiyetle durulan bu konuda, uzmanlarca yapılan açıklamaların, hükümetlerce veya siyasiler tarafından yönlendirmelere maruz kaldığı düşünüldüğünden, Nükleer santrallerin güvenlik sorunları yaratacağı endişesi, halka mal olmuş ve bir türlü aşılamamış düşüncedir.
Nükleer santralleri savunanların başlıca tezleri tüm dünyada bu teknolojinin uygulandığını, birkaç kötü emsal dışında, güvenli bir yatırım olduğu iddiasıdır. Ülkemizde de Nükleer yatırım taraftarı olanlar, çevremizde olan ülkelerdeki Nükleer tesisleri göstererek Nükleer yatırımları savunmaktadırlar.
Nitekim Ermenistan’da bir, Bulgaristan’da altı, Romanya’da bir, Macaristan’da dört, Rusya’da yirmi dokuz adet çalışan Nükleer santraller mevcuttur. Bunlarla birlikte Romanya’da bir, Rusya’da dört, İran’da iki adet Nükleer tesis, yapım aşamasında, inşaatları halen devam etmektedir.
Artan elektrik ihtiyacının mevcut santrallerle karşılanmasının mümkün olmadığını savunan bazı uzmanlara göre mevcut santraller çevreye daha zararlı tesislerdir. Onlara göre Nükleer santraller daha temiz ve ucuz elektrik üretmektedirler.
Nitekim Kyoto protokolünde mevcut eski sistem katı ve sıvı fosil yakıtlı santrallerin baca emisyonlarının çevreyi kirlettiklerinden dolayı, bunların oluşturduğu sera gazı etkisine karşı hükümetlerce önlemler alınması istenmektedir. Bu santraller için ayrıca çevre kirliliğini önleme amaçlı yatırımlar yapılması gerekmektedir.
Nükleer tesis taraftarları Sinop İnce burun mevkiinin, yatırım yeri açısından çok isabetli bir yer olduğunu, deprem güvenliği açısından daha az risk taşıyan bu bölgenin, yapılacak Nükleer tesisin güvenliği açısından hiçbir sakınca doğurmayacağını iddia etmektedirler.
Nükleer karşıtları ise Sinop ilinin, Kuzey Anadolu fay hattına yakın bölgede olduğunu; depremler ülkesi Japonya’da bile bazı santrallerin, depremlerde meydana gelen radyoaktif sızıntılara karşı önlem olarak kapatıldığını belirtmektedirler. Bu yüzden İnce burun’da yapılacak Nükleer santralin deprem açısından güvenli olmayacağında ısrar etmektedirler. Ülkemizde yapılacak Nükleer santrallerin deprem açısından güvenli olamayacağını her an risk taşıyabileceğini söylerlerken; Nükleer santral baca emisyonlarının ve sıvı atıklarının hava ve yere karışmasının da bölgede çevre sağlığı açısından yüzyıllara mal olabilecek tehditler içerdiğini belirtmektedirler.
Nükleer santrallerin ayrıca Nükleer atık sorunları bulunduğu, bu atıkların yok edilmesinin çok uzun zamanlara mal olduğu da aşikârdır. Bacalardan çevreye salınan baca emisyonlarının her ne kadar radyoaktivite barındırmadığı söylense bile bu savunmalar dikkate alınmamalıdır. Ayrıca suyla çalışan bu santrallerde kullanıldıktan sonra doğaya şarj edilen sıvı atıklar toprağa karışarak diğer bir radyoaktif tehlikeyi çevreye pompalamaktadır. Bütün bu riskler yakın coğrafyalara tesisler çalışırken faal halde hemen verebileceği zararlara aittir.
Bu tesislerde yetmiş derecede basınçlı su ile ısıtılmış halde çıkan katı atıkların tesis içersindeki havuzlarda beş yıl, daha sonra tesis yakınında toprak üzerinde otuz yıl bekletildikten sonra kalan bakiye atığın, geri kalmış ülkelere deşarj edilerek yok edilmesi, İnsanlık için başlı başına bir sorun olarak gözükmektedir.
Bizden gitsin, nereye giderse, kime ne zarar verirse versin, kime ne olursa olsun zihniyeti yanlış bir düşüncedir. Dünya üzerindeki bu atıklar eninde sonunda insanlığa zarar verecektir. Bir nükleer atığın zararsız hale gelmesi için üç yüz yıl gibi süre gerekli olduğunu belirten uzmanlara göre Nükleer atık sorunu, Nükleer santrallerin en baş ve engellenemez sorunudur.
Ömürleri otuz ila kırk yıl arasında değişen Nükleer santrallerin bu süreler sonun da sökülüp yok edilmesi gerekmektedir. Nükleer santrallerin can alıcı noktalarından biri de bu yönüdür. Yapım maliyetinden çok söküm maliyeti tuttuğu için halen Amerika’da bile sökülmeyi bekleyen nükleer santrallerin olduğunu belirten uzmanlara göre; daha kötüsü bir durumun bu ömrü bitmiş tesisleri üçüncü dünya ülkelerinde; bilhassa Türkiye’de yeniden kurulmalarıdır demektedirler. Yenileştirilmiş teknoloji adı altında hurdalık ve risk dolu bu atıl tesislerin gelişmekte olan ülkelere pazarlanmasının daha da felakete yol açacağı öne sürülmektedir.
Nükleer santrallerde meydana gelebilecek en ufak risklerde bile büyük çevre felaketlerine yol açacak zararlı etkiler saklı olduğu Çernobil faciasından sonra daha iyi görülmüştür. Dolayısı ile zararları hemen görülemeyecek bu tesisler modern yaşamı kolaylaştıracak gözükse bile insanların acı ve ızdırap içersinde ahirete yolculuklarını sağlayabilecek zararlarını da göz ardı etmemek lazımdır.
Nükleer enerjinin verdiği zarar; bulunduğu yerde durmayan, durdurulamayan ve zararları kısa vadede yok olmayan ve edilemeyen ve de en önemlisi elle dokunulup gözle görülmeyen olarak tarif edilmektedir. Bu yüzden bu zararlar Nükleer tesislerin yapılacağı coğrafyalarda nesiller sonra ortaya çıkabilecektir.
İsveç, İtalya, Avusturya gibi ülkelerde halka Nükleer santrallerin işletilip işletilmemelerini isteyip istemedikleri referandumlarla sorulmuştur. Gelişmiş bu ülke vatandaşları Nükleer santrallere karşı çıkmışlardır. Bu ülkelerdeki gibi Nükleer tesislerin, yapıldıktan ve zararlarına maruz kaldıktan veya zararları görüldükten sonra referandum yapılması yerine, şimdiden bizde de geç kalmadan referanduma gidilerek halkın onayı alınmalıdır. Bu sayede Nükleer tesisler hakkında halkın bilgilenmesi de sağlanmış olacaktır.
Vatandaşlarımızın, bilhassa Nükleer santralin yapımı tasarlanan bölge ve çevresindeki coğrafyalarda yaşayan insanlarımızın bu konuya duyarsız kalmamaları bilhassa siyasileri; Nükleer enerjiden vazgeçirmeli, yenilenebilir enerji ve ülkemizdeki diğer enerjilerle üretim yapacak temiz santraller yapımına zorlamalıdırlar. Önümüzdeki Mahalli seçimler bunun en iyi yolu ve fırsatı olacaktır.





Cengiz DUMAN
Araştırmacı-Yazar
 
  İÇİNDEKİLER
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  YAZARLAR
 
YAZARLAR
Ali DUMAN
Yrd.Doç.Dr
Loadtr.Com

Ali ESGİN
Yrd.Doç.Dr

Derya EĞİLMEZ
Yazar

Cengiz DUMAN
Araştırmacı-Yazar
Loadtr.Com

Mehmet BAŞAR
Gazeteci-Yazar
Loadtr.Com

SÜRELİ YAYINLAR

EKLENENLER

İsrailoğulları kavramının oluşumu üzerine

 

İMAM EBU YUSUF, HAYATI, FIKIHÇILIĞI VE ESERLERİ

 

 

KUR'AN'DA ZİKREDİLEN MEYVELER

 

İSLAM TARİHİNDE SEÇİM USULÜ

 

evli çiftlerde cinsellik

 

NÜKLEER SANTRALLER VE ÇEVRE GÜVENLİĞİ

 

“AYNA” PROGRAMI İLE DÜNYA’YI DOLAŞMAK

 

Elmalılı'nın meali veya sahipsizliğin meali

 

KUR'AN'I KERİM'E GÖRE İNSAN DAVRANIŞLARI

 

  İSLAM İLMİHALİ
İSLAM İLMİHALİ KONULARI
Loadtr.Com
İSLAM İLMİHALİ
İLMİHAL NEDİR ?
GUSÜL VE GUSLÜ GEREKTİREN HALLER
GUSLÜN FARZLARI
GUSLÜN SÜNNETLERİ
GUSÜL ETMESİ FARZ OLANLARA HARAM VEYA MEKRUH OLAN ŞEYLER
Teyemmüm nedir ?
TEYEMMÜMÜ MUBAH KILAN VE KILMAYAN BAZI HALLER
İMAMLIK VE CEMAAT
Kasten kılınmamış namazların kazası olmaz
BAYRAM NAMAZI NASIL KILINIR
CENAZE NAMAZI NASIL KILINIR
MEKRÛH VAKİTLER
NAFİLE NAMAZLAR
Kadın'a Namaz kılmak İçin Getirilen Kolaylıklar
SEHİV (Yanılma) SECDELERİ İLE İLGİLİ MESELELER
TİLÂVET SECDESİ İLE İLGİLİ MESELELER
KİMLERE ZEKÂT VERİLİR, KİMLERE VERİLMEZ?
KİMLERE ZEKÂT VERİLİR, KİMLERE VERİLMEZ?
ZEKÂTA BAĞLI OLMAYAN MALLAR
ALTIN İLE GÜMÜŞÜN ZEKÂTI
HACCIN FARZ OLMASININ ŞARTLARI
HACCIN RÜKÜNLERİ
HAC VE UMRE İLE İLGİLİ YASAKLAR
Prof.Dr. Köse: Sigara hamilelere haram
Faiz gelirleriyle işlenen hayırın sevabı var mıdır?
İSLÂM'DA MUAŞERET (GÜZEL GEÇİNME) ÂDÂBI
OJE KULLANMANIN HÜKMÜ
DİNİMİZDE KURBAN İBADETİ
Çocuğa İsim Vermek
İMAMLIK VE CEMAAT
İSLAM DİNİNDE ARINMA İBADETİ OLARAK GUSÜL VE ABDEST
Fıtr Sadakası nedir, kimlere, nasıl ve ne zaman verilir?
Namaz'da cebi tek hamlede kapatın
Kurbanlık Hayvan Alımlarında Dikkat Edilecek Hususlar Nelerdir?
KURBAN KESİMİ NASIL YAPILMALIDIR?
KURBAN YÜZME VE PARÇALAMA İŞLEMLERİNDE NELER YAPILMALIDIR?
SAFA VE MERVE ARASINDA SA’Y ETMEK
RESİMLİ TEYEMMÜM TARİFİ
Çocuğa İsim Vermek
İSLAMİYET'E GÖRE ÂŞURA GÜNÜ VE AŞÛRA ORUCU
Âşûrâ günü ile ilgili bidatler
ÂŞÛRÂ GÜNÜ VE ÂŞÛRÂ ORUCUNUN MAHİYETİ
TEVRAT’A GÖRE AŞURA GÜNÜNÜN ÖNEMİ VE ÂŞURA ORUCU
  FIKIH İMAMLARI
FIKIH İMAMLARI
Ebu Hanife (İmam Azam)hayatı, eserleri ve fıkıhçılığı
İmam Şafi hayatı ve fıkıhçılığı
İmam Malik, Hayatı ve Fıkıhçılığı
İmam Ahmed b. Hanbel, Hayatı ve Fıkıhçılığı
İmam Cafer, Hayatı, Fıkıhçılığı
İmam Davud bin Ali Ez-Zahiri, Hayatı, Fıkıhçılığı
İmam Ebu Yusuf, Hayatı, Fıkıhçılığı
  KUR'AN KISSALARI
KUR’AN'I KERİM KISSALARI
RESULLER’İN TEBLİĞ MÜCADELESİNDE KAVİMLERİNİN DİRENİŞ PSİKOLOJİSİ
HZ.LUT VE HELAK OLAN KAVMİ
BURUÇ SURESİ IŞIĞINDA ASHAB-I UHDUD KISSASI
KUR’AN VE TEVRAT’A GÖRE; HZ. LUT KISSASI
HZ.SÜLEYMAN VE HÜKÜMDARLIĞI
HZ. YUNUS VE KAVMİNDEN KAÇIŞ
İSMAİL PEYGAMBER KISSASI IŞIĞINDA ÖĞÜT VE İBRETLER
HZ. HACER VE HİCRETLERİ
KURBAN HZ. İSMAİL Mİ HZ. İSHAK MI?
HZ. MUSA'NIN ALLAH İLE MÜKÂLEMESİ(KONUŞMASI)
ALİM KUL VE HZ. MUSA
HZ.HARUN VE YARDIMCI RESULLÜK
NANKÖR BİR TOPLUM ÖRNEĞİ:MEDYEN HALKI
HZ. YUSUF; ONBİR YILDIZ, AY VE GÜNEŞ
HZ.YAHYA VE ŞEHADETİ
AD KAVMİ VE HZ. HUD
YE'CÛC VE ME'CÛC
HZ. NUH VE TUFAN
SÂMİRÎ VE ALTIN BUZAĞISI NEZDİNDE ÖĞÜT VE İBRETLER KISSASI
KUR'AN'DA BAHÇE SAHİPLERİ KISSALARI
ZÜLKARNEYN KISSASI
PEYGAMBERLERDE HİCRET
SALİH PEYGAMBER VE SEMUD KAVMİ
İSMAİL PEYGAMBER KISSASI IŞIĞINDA ÖĞÜT VE İBRETLER
KISSALARDA MÜŞRİKLERİN VAHYE VE RESULE KARŞI ALDIKLARI TAVIRLAR
KUR’AN VE TEVRAT’A GÖRE HZ.İBRAHİM, HZ.İSMAİL VE HZ.HACER’İN MEKKE’YE HİCRETİ
HZ. İBRAHİM VE HZ. İSMAİL’İN KÂBE’Yİ İNŞÂ ETMESİ

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol