|
|
|
|
|
|
|
|
SÜLEYMAN ATEŞ : SIRAT KÖPRÜSÜ FALAN YOK
SÜLEYMAN ATEŞ : SIRAT KÖPRÜSÜ FALAN YOK
Bir televizyon programında şöyle demiştiniz: “Kabre giren sadece cesettir. Oradakine sorgu sual olmaz. İnsan öldü mü ruhu bedenden ayrılır ve Allah’ın huzuruna götürülür. Kişi, ameli iyi ise cennete, kötü ise cehenneme atılır.”
10 Ekim 2006 Salı 13:39
SORU: Bir televizyon programında şöyle demiştiniz: “Kabre giren sadece cesettir. Oradakine sorgu sual olmaz. İnsan öldü mü ruhu bedenden ayrılır ve Allah’ın huzuruna götürülür. Kişi, ameli iyi ise cennete, kötü ise cehenneme atılır.” Eğer durum sizin dediğiniz gibiyse zaten cennete gitmiş bir insanın kıyamet gününde sura üflendiğinde tekrar dirilip o günleri görmesindeki çelişki nedir? O zaman neden Sırat Köprüsü var? Bize hep, “Sırat Köprüsü’nden geçenler cennete, düşenler cehenneme gider” diye öğrettiler. Kişi cennette ise neden bir de onun ruhuna Sırat’tan geçme yükümlülüğü konulmuştur? (Mustafa Karakuş)
CEVAP: Sırat Köprüsü, kimi rivayette 3 bin yıl yokuş, 3 bin yıl düz, 3 bin yıl iniş olmak üzere 9 bin yıl mesafede bir yoldur. Sağında solunda cennet ve cehennem vardır. Cehennem zebanileri bir takım kancalarla insanları cehenneme düşürmeye çalışırlar. Kimi rivayette bu mesafe 15 bin, kimine göre 1000 yıldır. Bunların hiçbiri Kuran’da olmadığı gibi doğru düzgün bir hadiste de yoktur.
HEPSİ BİRER SENARYO
Hep böyle çürük rivayetler, bu gibi hurafelerle doldurulmuştur. 50 yıl, bilemedin 100 yıl yaşamış bir insanın 15 bin yıl, kıldan ince kılıçtan keskin bir köprü yolun üstünde yürütülmesi, Allah’ın merhametiyle bağdaşır mı? Ben böyle hurafelere inanmıyorum. Bunlar maalesef sözüm ona din uzmanlarının zamanla yaptıkları, İslâm öncesi inançlardan, hatta Uzakdoğu inançlarından esinlenmiş senaryolardır. Ben size bunun kanıtlarını burada ayrıntıyla veremem. İsterseniz Kuran Ansiklopedisi adlı eserimin Sırat maddesine bakınız. Orada bunun nasıl sızdırma bir hurafe olduğunu göreceksiniz. İşte büyük ermişler bunu fark ettikleri için bununla alay etmişler. Bakın Yunus Emre ne demiş:
Sırat kıldan incedür, kılıçtan hem keskincedür
Varup anın üstünde evler yapasum gelür.
Dibinde gayya vardur içi nar ile pürdür
Varuben ol gölgelikte biraz yatasım gelir.
Derviş Yunus bu sözü eğri büğrü söyleme
Seni sigaya çeker bir molla Kasım gelür.
Allah, bizi Molla Kasım’lardan korusun!
KAYNAK: http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=241591
YORUM:
Bu medyacılar bilmiyor galiba ama, Süleyman Ateş eski Diynaet İşleri Başkanıdır. Bu görüşleri de yeni falan değildir. O eskiden beri böyle görüşleri olan biridir. Bir gazetedeki haberde olduğu gibi Süelyman Ateş'in Zekeriya Beyazlaşması söz konusu olamaz. Esasen Zekariya Beyaz Süleyman Ateşleşmiştir. Ateş bu işlerin piridir. Zekeriya Beyaz, sadece sovmenin teki...Süleyman Ateş'in dayanağı şu ve belki de haklı olabilir, manevi alemle ilgili bu gibi bilgiler, fıkıh alanında kullanılan hadisler gibi sağlam bir süzgeçten geçirilmemiştir. Yani bize ulaşma yolları problemlidir, sağlam değildir. Hoca da bu tür sağlam olmayan yollarla gelen hadis ve haberleri almak konusunda titiz davranmakta ve belki de biraz daha sıkı bir tutum izlemektedir. Neticede bu tür haberler inanç alemiyle ilgili haberlerdir, bunlara inanıp ,inanmamak hususu kişilere bırakılmıştır. Bunlara inanan kişiler, inandıkları için sorgulanamayacağı gibi, inanmayan kişiler de mesul tutulamaz.
11.10.2006
Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN
İ.Ü İLAHİYAT FAKÜLTESİ
ÖĞRETİM ÜYESİ
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|