SEVGİLİLER GÜNÜ DEĞİL KEPAZELİK GÜNÜ ASLINDA…
Ülkemizde, 1994 yılından beri tam bir seremoni ile kutlanan “sevgililer günü”nün tarihçesini çoğunuzun bildiğine eminim ancak içerdiği anlamı kavramak adına tekrar etmekte yarar görüyorum.
Bu günün başlangıcı Roma İmparatorluğu dönemine kadar uzanıyor.Romalılar,tanrı ve tanrıçalarına duydukları saygıdan ötürü 14 şubatı tatil yaparak geçirirlermiş.Ertesi gün yani 15 şubatda ise Lupercalia Bayramı başlarmış ve bu bayram gençler için büyük önem taşırmış.Nedenine gelince yaşantılarında belirli kurallara uymak zorunda olan gençler bu kurallardan ötürü birliktelik yaşayamazlarmış ama ne hikmetse bu bayramda yaşadıkları birliktelikler hoş görülürmüş.Genç bayanların ismi küçük kağıtlara yazılıp kavanoz içerisine konur daha sonrada genç erkekler tarafından çekilen kağıtda kimin ismi varsa bu çiftler bayram boyunca beraber olurlarmış,birlikteliklerin büyük çoğunluğuda evlilikle noktalanırmış.Erkeklerin bu aşk meşk ilişkileri ile fazlaca haşır neşir olmasından dolayı savaşacak erkek bulamayan Roma hükümdarı 2.Cladius tüm nişan ve evlilikleri kaldırır ama bu işleri organize eden papaz Valentine gizli gizli çöpçatanlık yapmaya ve gençleri evlendirmeye devam eder.Ancak bunu fark eden hükümdar, Aziz Valentini tutuklatır ve sopa ile dövülerek öldürülür.O günden beride 14 şubat Aziz Valentine Günü olarak kutlanmaya devam eder.
Tamamen ahlaksızlık,iffetsizlik ve bozulma üzerine oluşturulmuş,gençlerimizi tehdit eden bir gün anlayacağınız.
Bizler ise gerek değer yargılarımızla,gerek örf ve adetlerimizle,gerekse İslami hayat tarzımızla hiçbir şekilde bağdaşmayan “sevgililer günü”rezilliğini,üzerimize biçilmiş elbise gibi hemen sırtımıza geçiriverdik.Üzerimize geçirdiğimiz bu elbiseyede öyle çabuk uyum sağladıkki ana sınıfına giden minicik çocuklarımızın bile 14 subatda karşı cinse hediye almasını,gülerek,gururlanarak karşılar olduk.
Kendi özel günlerimizi,dini ve resmi bayramlarımızı,ana,baba ve ataya saygı,sevgi kavramlarını hatta ve hatta haramı,helali dahi doğru düzgün bilmeyen çocuklarımız sevgililer gününün anlam ve önemini gayet iyi biliyor,bilmeklede kalmayıp bizzat yaşıyor.
Batının oyunlarına ve ülkeyi içten yıkma çabalarına her daim alet olan Türkiye bu oyunda da oltaya takılmış,geleceğimizi tevdi ettiğimiz gençlerimizin gazete ve televizyonlar aracılığı ile gayrimeşru ilişkileri sanki meşru imiş gibi yaşama ve kutlama çabasına alet olarak, göz yummuştur.
Gençler arasındaki çarpık ilişkileri ayyuka çıkaran,iffetsiz hayat tarzını çok rahat benimseterek yozlaşmayı hızlandıran bu tür rezilliklere karşı anne,babalar olarak devamlı teyakkuzda olmamız ve çocuklarımızı sahiplenmemiz gerekir.Onlara, Türk ve Müslüman olduğukları her daim hatırlatılatılarak dürüst,namuslu ve doğru olanı göstermek,kimliğimiz ile bağdaşmayan özel günlerin(!)şakşakılığını yapmadan gençlerimize yol göstermek ilk vazifemiz olmalı.Yoksa,yoksa maalesef geçmiş ola…
Derya Eğilmez
Yazar
d_egilmez@hotmail.com