PROF. DR. NUMAN KURTULMUŞ VE SAADET PARTİSİNİN YENİ VİZYONU
Saadet partisinin pazar günü yapılan 3. büyük kongresi ile yeni bir “açılım” ve “atılım” hamlesi başladı. Bu “açılım” ve “atılım” öncelikle ittifakla seçilen yeni bir genel başkanla, prof. dr. Numan Kurtulmuş’la başlamış oldu.
Milli Görüş’ün manevi lideri Erbakan, artık partisini geri plandan kontrol etmenin ötesinde emanetçi olmayan ellere bırakma hazırlığında. Hazırlığında diyoruz çünkü Erbakan’a göre; “cihad” olarak kabul edilen, milli görüş siyaseti için emeklilik yoktur. Milli görüş siyasetinde emeklilik, mezarda olacaktır. Dolayısıyla Saadet partisi genel başkanlığına seçilen Numan Kurtulmuş anca, Erbakan hoca’nın “terki diyar”ından sonra partiye ağırlığını koyabilecektir. Tabi bu arada “ak saçlılar” olarak bilinen milli görüş’ün “antika” siyasetçilerini de parti içinden temizleyebilirse!...
Önümüzdeki 2009 yılı yerel seçimlerinde çok fazla varlık göstereceğine inanmadığım Saadet partisi, 2011 yılında yapılacak genel seçimlere kadar AK parti ve diğer muhafazakâr partilerden gelecek ayrılma, bölünme gibi oluşumlar ve konjoktürel durumun getireceği avantajlarla yeni vizyon temasını işleyerek güçlenmeye çalışacaktır.
Ak partinin gölgesinde siyaset yapacak olan Numan Kurtulmuş liderliğindeki Saadet partisi, söylemlerinde İslami ögelere ağırlık vererek, Ak partinin ekonomik ve siyasi yönden yıpranmasına çalışacak veya bekleyecektir.
Numan Kurtulmuş’un genel başkanlığı; siyasette alternatifsizlik üzerine kurulu şu anki siyasi söylemleri ve seçmenleri etkileyeceği muhakkaktır.
Ekonomi eğitimi görmüş, Amerika’da master yapmış, yabancı dil bilen, iyi bir hatip, aiyasette örgüt içerisinden çalışarak gelen, eşi de tesettürlü hem de tesettürü yüzünden üniversiteden atılmış bir akademisyen olan ve karizmatik bir vizyona sahip Numan Kurtulmuş’un, İslami tabana ve daha geniş olarak muhafazakâr demokrat kitlelere kolayca ulaşması mümkün gözükmektedir.
Küskün kitleyi yanına alabilecek kapasiteye sahip olan Kurtulmuş’un; klasik “Milli görüş” söylemlerinden kurtulması şimdilik mümkün gözükmediğine göre önceliği; Ak parti etrafında yapacağı “vicdan”i söylemlerle, AK parti örgütü ve seçmenlerini etkilemelerle elde edeceği kazanımlarla tabanını yeniden oluşturmaya çalışması akla en yatkın siyaset olarak gözükmektedir.
Dolayısıyla Türkiye gibi her günü yeni gelişmelere gebe olan bir ülkede konjoktürel sürpriz gelişmeler olmadığı müddetçe ancak 2011 yılından sonraki siyaset arenasında söz sahibi olabilecek bir partinin genel başkanı olarak gördüğümüz Numan Kurtulmuş; gelecek Türkiye’sindeki alternatif bir vizyon olması bakımından önemli bir lider olarak Türkiye siyasetinde yerini almıştır kanaatindeyiz.
Numan Kurtulmuş’un yarı! Liderliğindeki Saadet partisi; oy aldığı İslami ve muhafazakâr tabanına lakaydi bakan AK parti siyasetini etkileyeceği muhakkaktır. Ne yapayım olmuyor, bırakmıyorlar, gücümün üstünde söylem ve ağlamalarla! İslami ve muhafazakâr tabanı oyalayan; CHP ve MHP’ye endeksli atışma-germe siyaseti ile ara sıra kabadayı muhafazakâr söylem ve çıkışlarla vaziyeti idare! Eden AK parti; siyasette Numan Kurtulmuş’lu Saadet partisi rekabetinin etkisi ile belki daha atak politikalar izleyebilecektir.
En azından İslami ve muhafazakâr taban, bu vesileyle isteklerine kavuşma imkânı bulabilecektir. Neticede Numan Kurtulmuş’lu Saadet partisi, İslami beklentiler açısından, dezavantaj değil, siyasete yeni “açılım” ve “atılım”lar getirecek bir avantaj olarak gözükmektedir.
Cengiz Duman
Araştırmacı-Yazar