SİYONİST KATLİAM’DA PARMAĞI OLANLAR
İsrail, Filistin’e yaptığı baskı ve zulümleri devamlı ve düzenli olarak sürdürmektedir. Siyonist katiller, devamlı ve düzenli tertipledikleri katliamlarda “devletler hukuku” denilen ne idüğü belirsiz ya da hâkim devletlere göre tanzim edilmiş “hukuk”ilik paravanını kullanmaktadırlar.
Kendi halkı olan Filistinlilere daha rahat kurşun sıkmak, onları daha “hukuki” yollardan bombalayabilmek için; “Arafat” piyonu aracılığıyla Filistin devleti denilen ve ne, nasıl, nerenin yönetimi olduğu anlaşılamayan paravan yapma bir devletçik kurdurdular.
Böylece sanki bir başka devletin saldırısı altındaymış gibi Filistin devleti veya buna ait teröristlerin, İsrail halkı ve topraklarına saldırısı “hukuki”lik paravanını kullanarak “devletler hukuku” statüsü altında, rahatlıkla Filistin halkını bombalayabilmekteler.
“Hukuki”liğe ihtiyacı olmayan zamanlarda, yıllarca besledikleri Arafat ve kurduğu El Fetih denen teşkilatı, el altından çeşitli şekillerde “fon”layarak, Hamas ve Hizbullah’ın ortaya çıkışına kadar desteklediler.
Dünya Müslümanları da sandık ki, Arafat ve F.K.Ö, Filistin’in kurtuluşu için mücadele veriyor. Oysa hesap başka imiş onların, Arafat ve yandaşlarına Filistin mücadelesine el altından destekleri, çatışıyor görüntüleri.
İsrail sınırları içinde yaşayan Yahudilerin birbirine düşmemesi, birbirleri ile dini, siyasi, ekonomik çatışmalar yapıp İsrail devletinin bölünüp dağılmaması içinmiş hep Arafatlı mücadeleler… Böylece İsrail içindeki Yahudileri birbirine kenetlemişler; İsrail dışındaki Yahudilerden de maddi ve siyasi destekler koparmışlar.
Ne zamana kadar, Hamas ve Hizbullah ortaya çıkana kadar. Onların İsrail’e karşı verdikleri çetin mücadele hem Filistin halkında hem de dünya Müslümanları nezdinde itibar bulunca, Arafat devlet başkanı, Filistin de sözde bağımsız bir devlet oldu.
İsrail, A.BD, A.B ve diğer zalim emperyalistlerin, bu yapma! devleti tanımalarının sebebi sırf, Hamas’ın Filistin direnişinde ön alması ve Lübnan’da Hizbullah’ın dişli çıkmasıdır.
Böylece İsrail, sanki karşısında bir devlet, sözde Filistin devleti varmış gibi, devletler statüsü altında “hukuki”lik, Birleşmiş milletler örgütü gözetiminde daha yasal! bir zeminde görünerek, Filistin halkına zulümlerini devam ettirmektedir.
Amaç globalleşen dünyada saklayamadığı zulüm ve katliamlarını dünya kamuoyu önünde “hukuki” kılıflar altında meşru göstermektir. Tabi bu “hukuki”liğin bir yararı da İsrail yandaşı devletler de ve o devletlerin Müslüman halklarına, İsrail’in yaptığı zulüm ve katliamlarda İsrail’in halkını ve devletini koruduğu “yasal”lığı altında yaptıklarını meşru gösterme amacı da vardır.
Başta Türkiye, Mısır olmak üzere diğer sultan ve kralların zalim yönetimleri, İsrail’e “hukuki”lik maskesi altında destekler verebilmekte; halkları Müslüman bu ülkelerdeki vatandaşlarına yutturabilmektedirler.
Birkaç gün önce birbirlerini ziyaretlerle, devletler hukuku alanında diplomasi çarkını işletiyor görüntüsü ile İsrail’i, Gazze katliamında el altından destekleyen Türkiye ve Mısır; kendi Müslüman halklarına, bu komediyi rahatlıkla yutturabilmekte ve mazlum Filistin halkının katliamlarına karşı halklarının itiraz ve isyanlarında onları suskun bırakabilmektedirler.
Türkiye, İsrail’i, istihbarat, ordular arası tatbikatlar, İsrail uçaklarının eğitim ve donanma eğitimi gibi yapılanmalar ile desteklemektedir. Böylece İsrail’in Filistin halkına karşı katliam ve zulüm araçlarına, devletlerarası anlaşma kılıfları altında “hukuki”lik maskesi ile payanda olmaktadır.
Aynı şey Mısır için ve diğer Arap uydu yönetimleri içinde geçerlidir. İsrail ile yaptığı anlaşmaları öne sürerek Gazze halkının ambargo altında yaşamasına göz yuman ve İsrail’in Gazze katliamında bile “lütfen” Filistin’li yaralılara yardımda bulunmayan Mısır yönetiminin Firavun’u en azından Filistin ile yapmadığı ticaretten kaybettiği ekonomik çıkarlarını nereden sağlamaktadır? Tabii ki A.B.D, A.B ve onların emperyalist yandaş devletlerinin sadaka! Yardımlarını alarak.
İsrail’in, Filistin halkına karşı zalim davranışlarının altında halkı Müslüman ülkelerin yönetimlerinden aldığı destekler çok önemlidir. Bu yüzden İsrail başbakanı Türkiye ziyaretleri arkasından, Filistin halkına karşı önemli operasyonları ve katliamları rahatlıkla yapabilmektedir.
Acı olanı Türkiye gibi bir devletin yönetimlerinde yer alan “İslamcı”! Siyasetçiler eli ile Filistin halkına karşı yapacağı zulüm ve katliam aracı fiillerin altyapısı olan “hukuki”lik; devletlerarası anlaşma ve işbirliklerini rahatlıkla imzalatabilmesi ve gerçekleştirebilmesidir.
Böylece İsrail’in katliamlarına, oyları ile “İslamcı” siyasetçileri yönetime geçiren inançlı insanlarda dâhil edilmektedir.
Tabiidir ki, Siyonist katliamlar, “İslamcı”! tandanslı bu yönetimler eliyle meşrulaştırılmaktadır. Bu yönetimler oy aldıkları inançlı seçmen tabanını ikna etmek için sanki bir şeyler yapıyorlarmış görüntüsünde; “Biz yapmayın dedik!” ve göstermelik diplomatik görüntülü gezi! Turları, demode sivil toplum kuruluş yardımları gibi pansumanlar ile inançlı insanların vicdanlarına su serperek hem onları uyutmakta hem de gelecek seçimlerdeki oylar sağlamlaştırılmaktadır. Görenler işte desinler mantığı!....
Bir hatırlatma; şarabın malzemesini üretende, taşıyanda, yapanda, satanda, içende,az içende çok içende haram’dadır…..
Eeeee geriye ne kalıyor Siyonist katillere… Bu kadar destekçi varken, silahsız, sivil Filistinli teröristleri! Katliamlarla “etkisiz hale” getirmek!...
CENGİZ DUMAN
Araştırmacı-Yazar