İslam'da Zekat
Zekat, hür, Müslüman, akıllı, buluğa erişmiş kimselerin borçlarından ve temel ihtiyaçlarından sonra nisap miktarını geçmiş mallarından yıllık olarak 1/40 oranında mal ya da nakit olarak verecekleri mali ibadetin adıdır.
İslam'ın beş şartından biri olan zekat hicretin ikinci yılında emredilmiştir. Zekat Kur'an'da 82 yerde namaz ile birlikte zikredilmiştir. Fıkha göre zekat vermek, gücü yetenler için farzdır. Zekat verecek durumda olduğu halde bu ibadeti yerine getirmemenin cezası dünyada, devletin zorla malının yarısını alması ve ahrette azaba müstehak olmaktır. Zekat ibadetinin yerine gelebilmesi için öncelikle niyet şarttır. İkinci olarak da zekat olarak verilecek mal veya paranın teslimi şart kılınmıştır.
Zekat para, mal, zirai ürün ve hayvanlardan verilir. Günümüzde yaygın olarak para üzerinden ya da mal üzerinde olsa bile karşılığı para üzerinden verildiği için biz de paranın zekatı üzerinde yoğunlaşacağız. Diğer maddelerin zekatıyla ilgili merak edenler İslâm ilmihali'ne bakabilirler.
Zekat'ın kriterlerinin belirlendiği dönemde geçerli olan altın ve gümüş olduğu için zekat nisabı için de tedavüldeki bu paralar üzerinden hesap yapılmıştır. O döneminin şartlarına göre 20 miskal (80.18 gr) altın yada 200 dirhem gümüşü olan ve bu paraların üzerinde bir yıl geçmiş olan kişiler, paralarının 1/40'ını (yüzde 2,5) zekat olarak verirler. Ancak, altın ve gümüş aynı zamanda kadınlar için zinet eşyası olarak da kullanıldığı için bunların zekata tabi olup olmayacağı fakihler tarafından tartışılmış ve çoğunluk süs eşyası dışında kalanlar için zekat verilmesi gerektiğine hükmetmiştir. Öte yandan inci, elmas, yakut gibi değerli taşlardan süs eşyalarında zekat olmayacağı hususunda ittifak vardır.
Zekatın kimlere verileceği hususu Tevbe suresinin 60. Ayetinde açıklanmıştır. Bu ayete göre zekat fakirler, miskinler, zekat memurları, kalpleri İslâm'a ısındırılacak olanlar, köleler, borçlular, Allah yolunda savaşanlar ve yolcular olmak üzere sekiz gruba verilebilir. Ancak bu gruplardan kalpleri İslâm'a ısındırılacak olanlara (müellefe-i kulub) zekat verilmesi Hz. Ömer zamanında yasaklanmıştır. Fakihler, zekat verilecek kişinin Müslüman olmasını şart kılmışlardır. Ayrıca, Peygamberimizin soyunda gelenlere de zekat verilemez.
Zekat verilecek kişi, zekat verenin birinci dereceden (ana, baba, oğul, kız, dede, nine, torun) akrabası olmamalıdır. Zira zekat verecek kişi zaten bu kişilerin nafakalarını karşılamakla mükelleftir.
Zekat verirken dikkat edilecek hususlardan birisi, zekatın başa kakılmadan verilmesidir. Bunun yanında zekatın gönül hoşnutluğu içerisinde verilmesi, kazancın en iyisinden verilmesi, zekat verildiğinin ilan edilip duyurulmaması, zekatı verirken geciktirmemesi gibi konulara da dikkat edilmesi, ibadetin yerine getirilmesi açısından önemli olan hususlardır.
14.09.2008
Yrd. Doc. Dr. Ali DUMAN
İnönü Üniv. İlahiyat Fak.
İslam Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı