|
|
|
|
|
|
|
|
Faiz gelirleriyle işlenen hayırın sevabı var mıdır?
Öncelikle faizin ne olduğunu anlamamız gerekir. Kur'an'ın ifadesiyle faiz, yani riba kat kat artırılmış olan faize denir. Nitekim ÂL-İ İMRÂN: 130. ayette: Ey iman edenler! Kat kat arttırılmış olarak faiz yemeyin buyurulmaktadır. Cahiliye döneminde Araplar, birbirlerine borç verirler ve bu borcun ödenme takvimine göre faizlendirmede bulunurlardı. Ödeme günü geldiğinde borçlu ödemede bulunmazsa, eski borca eklenen faizle birlikte yeniden bir süre ve faizlendirme yapılırdı. Her seferinde faiz durmadan artırılırdı. Bu ise borçlunun aldığı miktarın çok çok üzerinde rakamlarla borcunun durmadan artması demekti. Sonunda borçlunun borcunu ödeyemeyeceği belli olunca, alacaklı ya borçluyu, yada akrabalarından birilerini köle olarak alırdı. Borç veren tefeci hiç çalışmadan ömrünü sürdürüken, alan kişi bütün ömrünü borcunu ödeyebilmek harcamaktaydı. İslam bu şekilde borçlandırmayı yasaklamış ve bu işlemi yapanları ağır şekilde itham etmiştir. Günümüzde bankalarda uygulanan ve temerrüd faizi denilen faiz bu şekildedir. Bunun dışında, faiz sebebiyle, birileri çalışmadan emek harcamadan gelir edle ederken, başkaları köle gibi çalışmak zorunda kalabilmektedir. Faize konulan para ekonomiye katkı yerine yük getirmektedir. İslam hukukçuları böyle bir gelirden sadece insanların umumi işlerinde istifade edebilecekleri (genellikle tuvalet denilmiştir) yerlerin yapılabileceği, fakat bir sevabının beklenilmemesi gerektiğini söylemişlerdir.
Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN
İ.Ü İLAHİYAT FAKÜLTESİ
ÖĞRETİM ÜYESİ
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|