|
|
|
|
|
|
|
|
İslâm Hukukunda Yol Kesicilik (Kat'u't-Tarik) Suçu
Yol kesicilik (kat`u't-tarik) İslam Hukukunda ağır cürümlerden kabul edilmektedir. Hırsızlık bahsinde de geçtiği üzere yol kesicilik Sirkatü'l-Kübra (büyük hırsızlık) olarak değerlendirilmektedir. Kat`u't-Tarik suçunun cezasının beyan olunduğu Maide Suresinin 33. ayetinde geçtiği üzere yol kesicilik "Allah ve Resulüne savaş açmak" olarak tanımlanmaktadır. Çünkü seferde olanlar Allah'ın emanı altındadır ve yol kesiciler Allah'ın emanı altında olan kimselere saldırmaktadırlar, bu nedenle onlar Allah'a savaş açmış gibidirler. İslam Hukukunda bu derece büyük bir suç olarak kabul edilen yol kesiciliğin tarifini genel olarak fakihler şu şekilde vermektedirler : "İslam Devleti sınırları içerisinde yaşayan, Müslüman ya da zımmilerden olan kimselerin yine Müslüman ya da zımmilerden olan kimselerin yollarını keserek mal, para, eşya yahut canlarına kastetmesine Kat`u't-Tarik denilir."
Yol kesme , alenen suç işleme, insanları korkutma, mallarını zor kuvvet yoluyla almak ve böylece yol emniyetini ihlal ederek ortadan kaldırmaktır. Huzur ve güvenlik içerisinde seyahat etmekte olan insanların huzurunu bozarak, onları can ve mal endişesiyle yollarda seyahat etmeye zorlamaktır. Bu şekilde topluma zarar veren bir davranış olan kat`u't-tarik'in cezası da elbette o derece büyük olmalıdır.
Allah Teala, Kur'ân-ı Kerîm'de yol kesiciliğin yasaklığı hakkındaki hükmü ve bu suçun cezasını şu şekilde beyan etmektedir :
"Allah ve Resulüne (mü'minlere) Harp açanların yeryüzünde (yol kesmek suretiyle) fesatçılığa koşanların cezası, ancak, öldürülmeleri, ya asılmaları yahut (sağ) elleriyle (sol) ayaklarının çaprazvari kesilmesi, yahut da (bulundukları) yerden sürülmeleridir (Maide, 5/33) ."
Ayet-i Kerimeden de anlaşıldığı üzere, kat`u't-tarik suçunun cezası dört şekilde takdir olunmuştur; öldürülmek, asılmak, sağ elleriyle sol ayaklarının kesilmesi ve bulundukları beldeden sürülmek. Hakim, yol kesme suçunu işleyen kimselere bu cezalardan birini verecektir. Ancak bu suçu işleyenlere bu dört cezadan birini verirken işlediği suçun, suç oranını göz önünde bulundurur. Şöyle ki; Kutta`u't-tarik (yol kesiciler) yol keserken, yolunu kestiği kimseleri öldürmüş ve mallarını almışsa sağ elleri ve sol ayakları çaprazvari kesilip asılırlar. Mal almadan, sadece yolcuları öldürmüşse öldürülürler. Yol kesiciler, adam öldürmez, fakat mal alırlarsa sağ elleri ve sol ayakları çaprazlamasına kesilir. Mal almaz, adam öldürmez, sadece yol keserek insanları kor-kuturlarsa sürgün edilirler. Sürgünden maksat, suçluyu memleketi dışında bir yerde hapsetmektir.
Kat`u't-Tarikden dolayı icâp eden hadd-i şer`i affedilemez, bu suçta sulh ve ibra da caiz olmaz. Yol kesme devletin emniyet ve asayişini ağır şekilde ihlal etmek demektir, dolayısıyla bu suçta hakkullah vardır. Ayrıca bu tür suçların affedilmesi, verilen cezaların caydırıcılığını ortadan kaldırıp, aynı suçu işlemek niyetinde olanları teşvik etmek anlamına gelir. Yol kesenler ister bir ya da daha fazla kişi olsun yaptıklarına karşılık hepsi aynı cezayı alır, af olmadığı gibi cezada hafifletme de söz konusu değildir. Adam öldürüp, mal alırlarsa hepsi birden sağ elleri ve sol ayakları kesilerek, canlı olarak, asılırlar, hatta İmam Muhammed'e göre asıldıktan sonra karınları deşilerek üç gün asılı bekletilirler. Mal almaz adam öldürürseler hepsi birden öldürülürler, adam öldürmez, mal alırlarsa sadece sağ el ve sol ayakları kesilir, adam öldürmez ve mal da almazlar, sadece insanları korkuturlarsa, bulundukları beldeden başka bir yerde hapis olunurlar, gerçek anlamda tövbe edinceye kadar bu hapis devam eder. İbn Rüşd'ün belirttiğine göre ise, hakim yol kesiciler adam öldürmüş olsun olmasın, mal almış olsun olmasın, bu cezalardan dilediği herhangi bir veya birkaçını verebilir.
Yrd. Doc. Dr. Ali DUMAN
İnönü Üniv. İlahiyat Fak.
İslam Hukuku Ana Bilim
Dalı Başkanı
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|