Kardeşler Giyim  
 
  HATALI SOLLAMA SONUCUNDA KAZAYA SEBEBİYET VERMENİN FIKHÎ HÜKMÜ 25.04.2024 07:11 (UTC)
   
 

HATALI SOLLAMA SONUCUNDA KAZAYA SEBEBİYET VERMENİN FIKHÎ HÜKMÜ

 

 


 

Geçtiğimiz hafta Ramazan Bayramını kutladık. Ancak ne yazık ki bayramdan önceki iki günden bayram sonuna kadar trafiğe yüze yakın vatandaşımız kurban verdik. Teşbihde hata olmaz, geçen ay Irak’ta ölen Amerikalı askerler sayısınca insanımızı bir 5 gün içerisinde trafiğe şehit verdik. Savaşta bir ayda ölen insanı bir hiç uğruna 5 günde vermek ne kadar acı, ne kadar yazık. Bizim insanımız canının kıymetini bilmiyor. Kendisi canına kıymet vermediği için de, başkaları onun canına hiç kıymet vermiyor.

Günümüz Türkiye’sinde trafik sorunu önlenemez bir biçimde kendini göstermekte ve neredeyse hergün, bir savaşta ölen insanlar kadar insanımız, trafik terörüne kurban verilmektedir. Konunun uzmanlarınca bunun pek çok sebeplerinin olduğu bu sebeplerin başında da dikkatsizlik ve hız merakının geldiği vurgulanmaktadır. Trafik eğitimini yeterince almamış sürücülerin, özellikle şehirler arası yollarda yeterince dinlenmeden saatlerce araç kullanan sürücülerin trafik kazalarına sebebiyet vermede önde geldiği yapılan istitastiki veriler sonucunda ortaya çıkmaktadır. Meydana gelen kazaların genellikle sürücü hataları ve özellikle de “hatalı sollama” sonucu gerçekleştiği göz önüne alınırsa kazalara sebebiyet vermede sürücü unsurunun çok büyük bir önemi olduğu görülmektedir.

Bu nedenle bu haftaki yazımı “Hatalı sollama” adı verilen ancak gerçekte bilerek intihar etmek ve cinayet işlemekle aynı anlama gelen suç üzerinde durmaya ayırdım. Hatalı sollama nedir? Nasıl gerçekleşir? Sonuçları neler olabilir? Maddi ve Manevi cezaları nelerdir? Hatalı sollamaya nasıl engel olunabilir? gibi sorular bu konu altında incelenebilir; ancak biz sadece “hatalı sollama” yapan sürücünün, ister kaza gerçekleşsin, isterse gerçekleşmesin islam hukuku açısından konumunun ne olduğunu tartışacağım.

HATALI SOLLAMA

Trafikte normal şeridinde seyreden iki araçtan birini diğerini geçişe uygun olmayan bir yerde geçmesine ya da geçmeye çalışmasına “hatalı sollama” adı verilir. Ülkemizde meydana gelen kazalardan büyük çoğunluğunun hatalı sollama neticesinde gerçekleşmektedir. Devletin bütün ikaz ve uyarılarına rağmen henüz “hatalı sollama” sonucu meydana gelen kazaların önüne geçilememiştir. Bunda trafik eğitimini yeterince almamış olan sürücülerin rolü büyüktür. Ayrıca, özellikle şehirlerarası yollarda ağır giderek trafik akışını engelleyen kamyonların da, saatlerce araç kullanarak yorulmuş olan sürücülerin psikolojik yapıları üzerinde etkileri olduğu da unutulmamalıdır.

Trafikte suçu bir miktar para cezası olarak tespit edilen bu suçun, kazaya neden oldukdan sonra geriye bıraktığı neticeleri hem milli servet, hem de can kayıpları yüzünden gerçekten çok ağır olmaktadır. Hatalı sollamanın sebeplerine bakıldığında genellikle şoförlerin kendine çok güvenmesi, uzun süre araç kullanmaktan bıkarak bir an önce varacağı yere varmak istemesi gibi bir takım yapay sebepler yatmaktadır. Aslında asıl sebep ülkemizde yeterince trafik eğitimi almadan şehirlerarası trafikte araç kullanmak üzere kendilerine ehliyet verilmiş insanımızda ve onlara bu ehliyeti veren kurumlarımızdadır.

Dünyanın pek çok ülkesinde gerekli trafik eğitimini almadan kimseye araç kullanma ehliyeti verilmez. Bunun sebebi insana olan saygı ve onun can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Ülkemizde ise bir kaç aylık sürücü kurslarıyla bu eğitim tamamlanmakta ve bu kurslardan iyi derecede olmasa da geçerli notu alan insanlar trafikte araç kullanma ehliyetine sahip olmakta ve genellikle araç kullanmayı trafiğe çıkarak, hata yaparak öğrenmektedir. Oysa yeryüzünün en değerli varlığı olan insanın canına verilen değer bundan çok fazla olmalıdır. Nitekim, Allah yeryüzündeki bütün varlıkları insanın hizmetine sunduğunu belirtmektedir. Bunu yapmaktaki amacı da Kur’an-ı Kerîm’in ifadesiyle “Allaha kulluktur”(ez-Zâriyât, (51), 56).

İnsanların temel hak ve hürriyetleri göz önüne alındığında bunların başında yaşam hakkı gelir ki bu onun en doğal ve temel haklarındandır. Yaşam hakkına saygı bir devletin en temel görevidir. Oysa, bilinçsizce verilen trafik eğitimi sonucunda trafiğe çıkarılan sürücü, insanların yaşama hakkının hiçe sayılması anlamına gelir. Ne yazık ki ülkemizde bugünkü uygulama bu şekildedir.

Peki hatalı sollamaya nasıl engel olunabilir ?

Hatalı sollamanın bilinçsiz sürücülerin, kendilerine güvenleri, acele etmeleri ve yeterli trafik bilgisine sahip olmamaları sonucunda gerçekleştiği göz önüne alınırsa öncelikle yapılması gereken şey temel eğitimden, yani ilköğretimden başlayarak kademeli bir şekilde insanlarımızın yaygın eğitim araçları olarak değerlendirilebilecek olan televizyon, radyo vs. kanalıyla eğitilmesidir. Bunun yanında, trafik eğitimi verdiğini ileri süren kurumların bu eğitimi nasıl ve ne şekilde verdikleri, bu eğitimin düzeyi de düzenli olarak kontrol edilmeli ve gerekirse bu işi devlet bizzat üstlenmelidir. Aksi taktirde bir sektör durumuna gelmiş olan trafik eğitimi yetersiz kalmaya ve bilinçsiz sürücüler artmaya devam edecektir.

Daha sonra yapılması gereken, hatalı sollama gibi suçun cezasının kesinlikle para cezası değil, sürücü ehliyetini bir kaç ay ya da yıl iptal etme şeklinde ağır, insanların bu suçu engellemesine engel olacak nitelikte caydırıcı olması gerekir. Yoksa bir kaç milyon liralık ceza ile hatalı sollama suçunun geçiştirilmesi, bu suçu engelleyici değil neredeyse teşvik edici nitelikte olmaktadır.

Üçüncü olarak karayollarımızın, trafiğin düzgün akışına müsaade edecek nitelikte olması da önemlidir. Ayrıca trafikte araçların tonajlarına, büyüklüklerine, dingil sayılarına göre de yolların düzenlenmesi daha iyi olur. Böylece ağır taşıtlarla, hızlı taşıtlar aynı yolu kullanma durumunda olmaz ve hatalı sollama oranı büyük oranda azalır.

Son olarak da bu suçun uhrevi anlamda da cezasının olduğu diyanet işleri tarafından insanlara camilerde anlatılmalıdır. Bizim asıl üzerinde durmak istediğimiz de budur. Yani hatalı sollama suçu kasten adam öldürmek suçuna eşittir, ister kaza olsun, ister olmasın!

İslam Hukukunun Meseleye Bakışı

İslam hukukuna göre insan yeryüzünün en değerli ve kıymetli varlığı ve bütün her varlığın hizmetine verilmiş olduğu (Bakara (2), 29; Ra` (13), 2-4; İbrahim (14), 32-34; Nahl, (16), 5-14; İsra, (17), 70; Rûm (30), 20-25, 50; Yasîn (36), 33-36) Allahın halifesidir (Bakara (2), 30). Yeryüzünde Allah’ı temsil etme göreviyle görevlendirilmiş olan insanın, yaratılış amacı da “Allah’a kulluk” (Zariyât (51), 56) olarak belirlenmiştir. İslam dininin hedefi de yeryüzünde Allah’ı temsil etmek göreviyle görevlendirilmiş olan insanların maslahatlarını gerçekleştirmek, yani insanların gerek fert olarak ve gerekse toplum halinde hem dünyada hem de ahirette rahat, huzur ve mutluluklarını sağlamaktır.

İnsana böyle yüce bir konumu veren İslam, onun insan olarak yeryüzünde hayatını sürdürebilmesi için gerekli olan bütün temel ihtiyaçlarını ve temel hak ve hürriyetlerini de tanımış ve garanti etmiştir. Şüphesiz insanın en temel hakkı hayat hakkıdır. İslam “Mekasidü’ş-şeri`a” dediğimiz şeriatın maksatlarında “Canın korunması” prensibini vaz ederek insanın hayat hakkına karşı duyulması gereken saygıyı İslam’ın prensiplerinden biri haline getirmiştir. Zaten bu insanı merkeze alan bir inanç sistemi için normal bir tutumdur. Ayrıca, insanların can güvenliği, fertlerin birbirlerinin hayatlarına saygılı olmaları hususunda “bir insanı öldürmek, bütün insanları öldürmekle birdir” (İsra (17), 36) şeklindeki Kur’an-ı Kerîm hükmüyle bunu teyid eder.. Yani islam insanın hayatını korumayı ana hedeflerinden kabul etmiştir.

Bu bağlamda meseleye yaklaşılınca “hatalı sollama” denilen trafik suçu İslam hukuku açısından insanları öldürmeye teşebbüs etmek, eğer kazaya sebebiyet verilmişse de “kasten adam öldürmek” suçlarıyla aynı nitelikte değerlendirilmelidir. Çünkü, her ne kadar işlerin sonuçlarının niyetlere göre belirlenmesi gerektiği hususunda peygambere dayanarak ileri sürülen bir hüküm varsa da, burada durum bundan farklıdır. İnsanlar bilmedikleri bir riske bilerek atılmaktadırlar ve Kur’an-ı Kerîm’de peygambere hitaben “bilmediğin şeyin ardına düşme” şeklinde yer alan hitap burada da aynen geçerli olmaktadır. Bu hitabı vacib hükmünde değerlendirmek, genel prensip olarak mümkün olmasa da, hatalı sollama suçu için sonucunu bilmediğin bir sollamayı yapma şeklinde vücubiyet ifade edecek şekilde değerlendirmek doğru olur. Buna göre hatalı sollama bilmediğin bir işin peşine düşmektir ve Kur’an-ı Kerîm’in zikrettiğimiz ayetiyle bunu haram kabul etmek gerekir. Demek ki hatalı sollama Kur’an-ı Kerîm’e göre yapılması yasak olan bir fiildir ve yapanların hem dünyada hem de ahirette cezaya müstehak olmaları gerekir.


Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN
İ.Ü İLAHİYAT FAKÜLTESİ 
ÖĞRETİM ÜYESİ

 
  İÇİNDEKİLER
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  YAZARLAR
 
YAZARLAR
Ali DUMAN
Yrd.Doç.Dr
Loadtr.Com

Ali ESGİN
Yrd.Doç.Dr

Derya EĞİLMEZ
Yazar

Cengiz DUMAN
Araştırmacı-Yazar
Loadtr.Com

Mehmet BAŞAR
Gazeteci-Yazar
Loadtr.Com

SÜRELİ YAYINLAR

EKLENENLER

İsrailoğulları kavramının oluşumu üzerine

 

İMAM EBU YUSUF, HAYATI, FIKIHÇILIĞI VE ESERLERİ

 

 

KUR'AN'DA ZİKREDİLEN MEYVELER

 

İSLAM TARİHİNDE SEÇİM USULÜ

 

evli çiftlerde cinsellik

 

NÜKLEER SANTRALLER VE ÇEVRE GÜVENLİĞİ

 

“AYNA” PROGRAMI İLE DÜNYA’YI DOLAŞMAK

 

Elmalılı'nın meali veya sahipsizliğin meali

 

KUR'AN'I KERİM'E GÖRE İNSAN DAVRANIŞLARI

 

  İSLAM İLMİHALİ
İSLAM İLMİHALİ KONULARI
Loadtr.Com
İSLAM İLMİHALİ
İLMİHAL NEDİR ?
GUSÜL VE GUSLÜ GEREKTİREN HALLER
GUSLÜN FARZLARI
GUSLÜN SÜNNETLERİ
GUSÜL ETMESİ FARZ OLANLARA HARAM VEYA MEKRUH OLAN ŞEYLER
Teyemmüm nedir ?
TEYEMMÜMÜ MUBAH KILAN VE KILMAYAN BAZI HALLER
İMAMLIK VE CEMAAT
Kasten kılınmamış namazların kazası olmaz
BAYRAM NAMAZI NASIL KILINIR
CENAZE NAMAZI NASIL KILINIR
MEKRÛH VAKİTLER
NAFİLE NAMAZLAR
Kadın'a Namaz kılmak İçin Getirilen Kolaylıklar
SEHİV (Yanılma) SECDELERİ İLE İLGİLİ MESELELER
TİLÂVET SECDESİ İLE İLGİLİ MESELELER
KİMLERE ZEKÂT VERİLİR, KİMLERE VERİLMEZ?
KİMLERE ZEKÂT VERİLİR, KİMLERE VERİLMEZ?
ZEKÂTA BAĞLI OLMAYAN MALLAR
ALTIN İLE GÜMÜŞÜN ZEKÂTI
HACCIN FARZ OLMASININ ŞARTLARI
HACCIN RÜKÜNLERİ
HAC VE UMRE İLE İLGİLİ YASAKLAR
Prof.Dr. Köse: Sigara hamilelere haram
Faiz gelirleriyle işlenen hayırın sevabı var mıdır?
İSLÂM'DA MUAŞERET (GÜZEL GEÇİNME) ÂDÂBI
OJE KULLANMANIN HÜKMÜ
DİNİMİZDE KURBAN İBADETİ
Çocuğa İsim Vermek
İMAMLIK VE CEMAAT
İSLAM DİNİNDE ARINMA İBADETİ OLARAK GUSÜL VE ABDEST
Fıtr Sadakası nedir, kimlere, nasıl ve ne zaman verilir?
Namaz'da cebi tek hamlede kapatın
Kurbanlık Hayvan Alımlarında Dikkat Edilecek Hususlar Nelerdir?
KURBAN KESİMİ NASIL YAPILMALIDIR?
KURBAN YÜZME VE PARÇALAMA İŞLEMLERİNDE NELER YAPILMALIDIR?
SAFA VE MERVE ARASINDA SA’Y ETMEK
RESİMLİ TEYEMMÜM TARİFİ
Çocuğa İsim Vermek
İSLAMİYET'E GÖRE ÂŞURA GÜNÜ VE AŞÛRA ORUCU
Âşûrâ günü ile ilgili bidatler
ÂŞÛRÂ GÜNÜ VE ÂŞÛRÂ ORUCUNUN MAHİYETİ
TEVRAT’A GÖRE AŞURA GÜNÜNÜN ÖNEMİ VE ÂŞURA ORUCU
  FIKIH İMAMLARI
FIKIH İMAMLARI
Ebu Hanife (İmam Azam)hayatı, eserleri ve fıkıhçılığı
İmam Şafi hayatı ve fıkıhçılığı
İmam Malik, Hayatı ve Fıkıhçılığı
İmam Ahmed b. Hanbel, Hayatı ve Fıkıhçılığı
İmam Cafer, Hayatı, Fıkıhçılığı
İmam Davud bin Ali Ez-Zahiri, Hayatı, Fıkıhçılığı
İmam Ebu Yusuf, Hayatı, Fıkıhçılığı
  KUR'AN KISSALARI
KUR’AN'I KERİM KISSALARI
RESULLER’İN TEBLİĞ MÜCADELESİNDE KAVİMLERİNİN DİRENİŞ PSİKOLOJİSİ
HZ.LUT VE HELAK OLAN KAVMİ
BURUÇ SURESİ IŞIĞINDA ASHAB-I UHDUD KISSASI
KUR’AN VE TEVRAT’A GÖRE; HZ. LUT KISSASI
HZ.SÜLEYMAN VE HÜKÜMDARLIĞI
HZ. YUNUS VE KAVMİNDEN KAÇIŞ
İSMAİL PEYGAMBER KISSASI IŞIĞINDA ÖĞÜT VE İBRETLER
HZ. HACER VE HİCRETLERİ
KURBAN HZ. İSMAİL Mİ HZ. İSHAK MI?
HZ. MUSA'NIN ALLAH İLE MÜKÂLEMESİ(KONUŞMASI)
ALİM KUL VE HZ. MUSA
HZ.HARUN VE YARDIMCI RESULLÜK
NANKÖR BİR TOPLUM ÖRNEĞİ:MEDYEN HALKI
HZ. YUSUF; ONBİR YILDIZ, AY VE GÜNEŞ
HZ.YAHYA VE ŞEHADETİ
AD KAVMİ VE HZ. HUD
YE'CÛC VE ME'CÛC
HZ. NUH VE TUFAN
SÂMİRÎ VE ALTIN BUZAĞISI NEZDİNDE ÖĞÜT VE İBRETLER KISSASI
KUR'AN'DA BAHÇE SAHİPLERİ KISSALARI
ZÜLKARNEYN KISSASI
PEYGAMBERLERDE HİCRET
SALİH PEYGAMBER VE SEMUD KAVMİ
İSMAİL PEYGAMBER KISSASI IŞIĞINDA ÖĞÜT VE İBRETLER
KISSALARDA MÜŞRİKLERİN VAHYE VE RESULE KARŞI ALDIKLARI TAVIRLAR
KUR’AN VE TEVRAT’A GÖRE HZ.İBRAHİM, HZ.İSMAİL VE HZ.HACER’İN MEKKE’YE HİCRETİ
HZ. İBRAHİM VE HZ. İSMAİL’İN KÂBE’Yİ İNŞÂ ETMESİ

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol