Ülkeleri içten fethetme taktiği...” Gençliğin Çöküşü Manevi Boşluk “.Ve Misyonerlik ( 3 )
“ Aile ve gençlik üzerinde, onun bozulması yönünde yapılan dış mihraklı çalışmalar tarih boyunca devam etmiştir. Kısa geçmişteki şu olay da ayrıca üzerinde düşünmeye değer: “Yıl 1932. Cumhuriyet Gazetesi’nin tertip ettiği güzellik yarışmasını Keriman Halis kazanmıştı. Aynı yıl Belçika’nın Spa şehrinde 28 ülkenin katılımıyla dünya güzellik yarışması düzenlenmişti. 1913 yılında doğan Keriman Halis, bu yarışmaya Türkiye’yi temsilen katıldı.
Günlerdir Spa şehrinde kalan güzeller, çeşitli kimselerle görüştü ve konuştular. Yarışma gününde jürinin önünden kızlar birer birer geçip giyimleriyle, bakışlarıyla, tebessümleriyle puan toplamaya çalıştılar.
Jüri salona geçip puan değerlendirmesi yapmak istedi. Başkan buna mani oldu ve kürsüye geçerek şöyle konuştu:
“Sayın Jüri Üyeleri, bugün Avrupa’nın Hıristiyanlığının zaferini kutluyoruz. 1400 senedir dünya üzerinde hâkimiyetini sürdüren İslamiyet artık bitmiştir. Elbette İngiltere’nin ve Rusya’nın hakkını inkâr edemeyiz. Netice olarak bu Hıristiyanlığın zaferidir. “ Gençliğin Çöküşü Manevi Boşluk.
Jüri başkanı,“Sayın Jüri Üyeleri, bugün Avrupa’nın Hıristiyanlığının zaferini kutluyoruz. 1400 senedir dünya üzerinde hâkimiyetini sürdüren İslamiyet artık bitmiştir. Elbette İngiltere’nin ve Rusya’nın hakkını inkâr edemeyiz. Netice olarak bu Hıristiyanlığın zaferidir”, diye, haykırırken duyduğu sevinç tarifi mümkün olmuyordu. Ve Jüri Heyeti başkanı konuşmasının devamında, bakınız ne demek istemekteler,” Bir zamanlar sokağı bile kafes arkasından seyredebilen Müslüman kadınlarının temsil-cisi, Türk güzeli Keriman, mayo ile aramızdadır. Bu kızı zaferimizin tacı kabul edeceğiz. Ondan daha güzeli varmış, yokmuş o önemli değil. Bu sene güzellik kraliçesi seçmiyoruz. Bu sene Hıristiyanlığın zaferini kutluyoruz. Bir zamanlar Fransa’da oynanan dansa müdahale ederek durduran Kanuni Sultan Süleyman’ın torunu işte mayo ve sutyen ile önümüzdedir. Kendini bizlere beğendirmek istemektedir. Biz de, bize uyan bu kızı beğendik. Müslüman kızlarının geleceği böyle olması temennisiyle Türk güzelini, dünya güzeli olarak seçiyoruz. Ve kadehlerimizi Avrupa’nın zaferi olarak kaldırıyoruz.” (Türkiye, 17.Ağustos 1991) a.g.e
Batının bizlere karşı düşüncesi böylece resmen ortaya çıkıyordu.
Atalarımız boşa söylemiyor, “ Domuzdan post, Düşmandan dost olmaz “diye…
* * *
Peki bu iş bu kadar mı ?, asla. Elbette değildir. Konunun öncesine bir bakacak olursak, göreceklerimizin ağızları açık bırakacak nitelikte olduğudur.
Çanakkale de 250 binin üzerinde Şehid verilmesine sebeb olan Batılı devletler, bununla da kalmadılar, Ülkemizi işgal ettiler. İstiklâl Kurtuluş savaşına girmemize neden olan,
Ülkeyi İşgal edenlere karşı Kanlarıyla, mallarıyla bu millet karşı durdu ve Allah’a hamdolsun, geldikleri gibi, gerisin geriye gitmek zorunda kaldılar.
Kurtuluş savaşımızdan sonra, yine boş durmayan müstevli güçler,Artık genç Türkiye Cumhuriyetini zayıf tutmanın tek sebebi sayılacak olan, Aile müessesesini yıkmanın yolunu açacak Kadınlarımızın, Aile ortamından alınması sağlanmalıydı !.
Bunu da becermenin yolunu buldular ve Çağdaşlık adına yapılacak, Kadınlarımızın Güzellik yarışmaları ile ortaya çıkması, Türkiye de, ilk defa güzellik yarışması tertip edilmesi servisi yapılıyordu. “Türkiye’nin ilk güzellik yarışması, 1925 veya 1926’da İpek Film Şirketi tarafından düzenlenmişti. Melek Sineması’nda yapılan yarışmayı, sinemanın yer gösterici kızlarından Ermeni asıllı Matmazel Araksi Çetinyan kazanmıştı.” Ayşe Hür - 09.03.2008 Taraf gazetesi
Dininde hassas olan bu toplumu bozmanın yolu olan kadının iffetinin sembolü olan örtü böylece atılması sağlanmaktaydı.
Görünüş itibari ile her ne kadar bu yarışmaya, Ermeni Kızı sokulması sağlanmışsa da, asıl maksat olan, İslam dini mensuplarına kurulan bir tuzaktı !..
“Ermeni asıllı Matmazel Araksi Çetinyan,” ın ortaya, sürülmesi esası teşkil etmediğinden olacak ki !, bu yarışmayı,” Ama basın, organizasyon bozukluklarını bahane ederek, yarışmayı geçersiz saymıştı.”a.g. makale ..
Daha sonra ki, Yıllarda yarışmaya devam edildi. Taki bu işe dininde hassas olan bu toplumun sağlam aile yapısı bozulması sağlanmalıydı.
Ki arzu edilen iş yerine oturması sağlansın dı.
Görüldüğü gibi içerimizde büyüyen, Karanlık güçler tarafından istenilen şeyler bir vesile ortaya konarak yapılıyordu.
* * *
İkincisi fazla geciktirilmeden yapılması gerekiyordu.Adına Medeniyete açılma denilen bu uygulamanın asıl amaç daha sonra ortaya çıkacaktı ve,“ 25 Şubat 1929’da yapılan duyuruda katılma şartları şöyle sıralanmıştı: 1) Müsabakaya 16 ila 25 yaş arasındaki her namuslu Türk kızı iştirak edebilir. Irk, din ve mezhep farkı aranmaz. 2) Bar kadınları müsabakaya katılamaz. ‘Bar kadını olmak’ o günün ahlak anlayışının sınırlarını tarif ediyordu, ‘ırk farkı aranmaz’ dendiği halde gazeteler ‘yarışma sayesinde Türk ırkının ne kadar güzel olduğunun dünyaya gösterileceği’ haberlerinden geçilmiyordu.” A.g. makale Ayşe hür Taraf gazetesi
30 ağustos 1929 günü ilanı yapılan Yarışma o gün “Zafer ve Tayyare Bayramı” olmasından dolayı iki gün sonraya alınıyor ve bu yarışma gerçekleştiriliyordu.
48 yarışmacının katılımıyla gerçekleştirilen yarışma, çoğunluğu Gayri Müslüm olmasından dolayı iptal ediliyordu.
Çünkü Finale kalan kızların Nüfus cüzdanlarına bakıldığında söylenenlerin doğru olduğu görülüyor 35 kızın tümü GAYRİ MÜSLİM KIZ YARIŞMACILARDI.
Devam edecek...
Mehmet Başar
Gazeteci-Yazar