MÜSLÜMANLARA İNCİL DAĞITTILAR
“ Tarsus ta 1 Kasım günü düzenlenen “evlilik ve aile ilişkileri” konulu konferans, misyonerlik faaliyetlerine sahne oldu.
İçeriden ve dışarıdan Tarsus’ta çeşitli faaliyetlerde bulunan bölücü ve misyonerlik faaliyetleri, yetkililer tarafından adım adım izlense de, yapılanlar sadece seyrediliyor.
Tarsus Kültür Merkezi büyük salonda 1 Kasım 2008 günü düzenlenen konferansın, kim tarafından düzenlendiğini bilmeyen Müslüman ailelere, konferans çıkışında İncil, kitap, kaset ve cidi olmak üzere Hz. İsa’nın ve Hıristiyanlığın tanıtımına yönelik eserlerin dağıtımı yapıldı.
Lyle Rodney NEWTON tarafından tutulan kültür merkezi salonunda yaklaşık 300 kişi konferansı izledi.
Başörtülü izleyicilerin yoğun olduğu konferansta, İncil dağıtıldığını görenler şaşkınlıklarını gizleyemedi.
Dağıtılan cidinin içerisinde Mesih İsa’nın yaşam’ı, Tevrat, Zebul ve İncil’e göre korkuyu yenmek gibi içeriğe sahip dağıtılan eserlerin oldukça yüklü ücrete tabi olduğu gözlendi.
Bu masrafların hayır kurumları tarafından karşılanmadığı kesinken, ilçemizde bu tür faaliyetlerin artmasından endişe eden vatandaşlar ise gelişmeleri hayretle takip etmeye devam ediyor.
Bu arada ilçe müftülüğünün bu tür konferanslara bir yetkili göndermemesi de tartışmanın bir başka boyutunu oluşturuyor. 03.11.2008.” Tarsus MEDYAD
* * *
3 Kasım pazartesi günü MSN’me gelen iletide: ( tarsusmedyad (tarsusmedyad@mynet.com Gönderme tarihi: 03 Kasım 2008 Pazartesi 15:02:12 ).
Tarsus Kültür Merkezi büyük salonunda 1 Kasım 2008 cumartesi günü düzenlenen “evlilik ve aile ilişkileri ) konferansında, Haberde de görüldüğü gibi KİM OLDUKLARI BİLİNMEYENLER TARAFINDAN , “ İNCİL “ dağıtılmış ?..
Yaklaşık üç yüz kişinin izlediği konferans da, daha sonrada İncil dağıtılmış !..
Güvenlik mensuplarımız elbette buna gereken hassasiyeti göstermiş olduklarında şüphemiz yok !...
İncil dağıtanların, KİM’ler olduğu, Yasal yollardan izin alındımı ?, Alınmadı mı ?, açıklamalarını Yetkililerimizin yapacaklarını umuyoruz.
Yapmaları da gerekiyor !.
Aksi halde böyle sosyal ilişkilerde yapılan bilimsel toplantılara, Kim olursa olsun iştirak etmez, edemezde !.
İçeriği bilinmeyen konferanslara, ve Kimler tarafından organizasyonları yapılan her türlü çalışmalara mesafeli kalınmak gerekir.
Kaldı ki !, son yirmi yıldır, Özelikle şu günlerimizde daha da bir dikkatli olunmak zorundadır.
Kim olduklarını bilmediğimiz kişi ve kurumlara yaklaşımlarımızı kontrollü yapmak olmak zorundayız.
Defalarca yazdık ve yazacağız da.
Geçen yüz yıllarda yapılan misyoner ve misyonerlik anlamında yapılan çalışmalarda, bulunulan ülkelere çok büyük zararları olmaktadır.
* * *
Misyonerlik sadece din değişmesi ile de alakalı olmadığı, bu gün belgelerde görmekteyiz.
Çok misyonerlik yapanların yaptıklarına baktığımızda, çalışmaların farklı dinlere mensup olanlara din değişmesinin bir anlamını taşımadıklarını görmekteyiz.
Bu ülkelerin açıkça istihbaratı olan konularda bilgi verilmektedir.
Bilgi verdikleri ülkelerin mahremiyetlerini ele geçiren Ülkeler, o ülkeye geçmiş yüz yıllarda işgalde bulunuyorlarken, şimdi bu çalışmaların yerini daha farklı işgal etmeden halkı sömürme dediğimiz şekilde kanları emilmektedir.
Günümüz misyoner çalışmaları sadece kitap dağıtma ile de,olmuyor, İşte geçtiğimiz cumartesi yukarı da haberini okuduğumuz şekilde sosyal anlamda yapılan, “evlilik ve aile ilişkileri “ İçeriğinde de bir şekilde insanlarımıza yaklaşa biliyorlar.
Bu gibi çalışmaların ardına irtibat kurabildikleri kişilere daha sonra ulaşıp onunla veya onlarla işi götürmeye gayret etmekteler.
Yaklaşık on yıl kadar önce kamu kurumunun birinde çalışan bir bayanın evlere kadar misyonerlik için sohbete gidildiğini söylemişlerdi.
Ev lere kadar gidenlerin siz neler yapacaklarını bir düşününüz.
Ben bugün Türkiye de bu tür çalışmaların arkasında din değiştirmenin ötesinde işler yaptıklarını düşünüyorum.
Bu gün en önemli ülkemizin sorunu olan, Terör hareketinin meydana gelmesinde, Misyoner çalışmalarının yattığını düşünüyoruz artık, Çünkü Güneydoğuda halen bitirilemeyen terör hareketinin arkasında bu çalışmaların olduğu duyumlarını alıyoruz.
Her halükârda her kim olursa olsun, ne gibi etkinlik yapılırsa yapılsın, tanımadığımız kişi ve kurumların hiçbir şekilde yaptıkları organizasyonlara gidilmemesi gerekiyor.
Emin olduğumuz ise bu organizasyonu yapanların çalışmalarının yararına inanılıyorsa gidilmesinde yarar vardır diyorum.
05.11.2008
Mehmet başar
Gazeteci-Yazar