|
|
|
|
|
|
|
|
Ülkeleri içten fethetme taktiği..."Gençliğin Çöküşü Manevi Boşluk" ve Misyonerlik (1)
Abdullah SEVİNÇ kendisi ilahiyatçı uzun yıllar sahasında ülkemize hizmet etmiş ve şuan itibari ile de kitap yazarlığı yapan emekli ilim adamıdır.Yazdığı eserlerinde de ülkemize hizmeti bir görev telakki etmiştir.İşte bunlarda biri olan , "Gençliğin Çöküşü, Manevi Boşluk" isimli eserinin hemen önsözünde kaleme alan, aşağıda notlarla ele alacağımız, " Ülkeleri içten fethetme taktiği" makalesinde, Ülkemizin Ne ile karşı karşıya olduğunun birkaç noktasına değindiği yazısıdır.
"Yani tarih boyunca bu böyle olmuştur, bugün de böyledir... Ülkeleri içten fethetme taktiği...AT ( A-B ) Dönem Başkanlığı yapan İtalyan Dışişleri Bakanı Gianni de Micheles'in 19 Aralık 1989 tarihindeki beyanatı konumuzla ilgili amacı açıklayan çarpıcı bir örnektir.
Bakan aynen şöyle diyor: "Başta Cezayir olmak üzere Kuzey Afrika müslüman gençleri hızla İslami ahlaka, tesettüre, namaza yöneliyorlar. Bu, Avrupa'nın güneyden islam tarafından kuşatılması demektir. Kuzey Afrika'daki İslami uyanışı bozmak için Müslüman gençler; eğlence merkezleri, gece kulüpleri ve çeşitli yerlere kanalize edilmeli, Batı yaşayışına özendirilmelidir. Ve bu proje için 13 milyar dolara ihtiyaç vardır." (Türkiye, 17 Ağustos 1991)
Şuan itibari ile A-B olarak isim değiştiren AET 1957 yılında altı Avrupa devletinin bir araya gelmesiyle kurulmuştur. Kuruluşunda asıl amaç EKONOMİ dense de yıllar sonra bunun böyle olmadığı ortaya 1992'de imzalanan Maastricht anlaşmasıyla meydana Siyasi bir kuruluş olduğunu Resmen "AVRUPA BİRLİĞİ " olarak kurulmuştur.
İşte bu Avrupa birliğinin dönem başkanı olan, İtalyan Dışişleri Bakanı Gianni de Micheles'in, Aralık 1989 yılında Müslüman gençleri nasıl Yozlaştırılması üzerine düşüncesini alenen ortaya koymuştur. Ve bunu da önlemenin 13 milyar dolarla olacağını net bir şekilde açıklamıştır. Bizler Türkiye olarak her ne kadar hoşgörü ile bakarsak bakalım, bunlar bize aynı değerde bakmayacağı kesindir. Ve de bu gün yapılan Misyoner çalışmalarıyla da göstermişlerdir. 89 yılından bu tarafa, Tarsus ta sadece yapılan çalışmaların sonucu gelinen ortamı herkeste bilmektedir. Aramızdan İlker ÇINAR diye bilinen Tarsuslu insanı bir vesile ile ele almışlar ve Papaz olarak yıllarca çalıştırmışlar vede Tarsus un dışında, Bölge olarak Urfa ya kadar binlerce İncil dağıtılmıştır. Peki dağıttılar da ne oldu denilebilir, Sonuç ortada bu gün GENÇLİĞİMİZİN GELDİĞİ YAŞAM DÜZENLERİ SÖYLEMEKTEDİR diyebiliriz. Devletimiz Gençlerimizin düştüğü yaşam zorluklarının çözümü için nelerle uğraş verdiği gözler önündedir..
* * *
" Kiliseler Birliği'nin Frankfurt'ta yaptığı genel kurulda konuşan bir Misyoner de Müslüman aile yapısını bozmak için ne yapılması gerektiğini şöyle açıklıyor:
İslam kadını; kalbi, aklı ve bedeni ile İslam'a, kocasına ve çocuğuna dönük olduğu devirlerde Müslümanlar büyük devletler ve medeniyetler kurarak dünyaya hakim olmuşlardır. Müslüman kadınları, dünyaya ve nefislerine dönük olduklarında, Müslüman ülkeler Hıristiyan Batı'nın kölesi, sömürgesi olmuşlardır. Batı için en büyük tehlike müslüman kadınının geçmişte olduğu gibi İslam'a dönüşü ve bütün arzularının üstünde Allah rızasını ön plana tutmasıdır. Müslümanları imha ve dejenerasyonun ( YOZLAŞMA )yolu, kadından geçer. Elbette islam ülkelerinin kalkınmasında da en önemli rol müslüman kadınının üzerindedir." (Türkiye, 17 Ağustos 1991)
Misyonerler sadece, sadece din değişmesine de çalışmadıkları ortadadır. Onların amaçları çalışma yapılan yerlerde mutlaka istedikleri bir amacın oldu kesindir. Ama gençlerin İfsat edilmesi, eğlence merkezleri, gece kulüpleri ve çeşitli yerlere kanalize edilmeli, Batı yaşayışına özendirilmelidir, Alkol, Fuhuş, uyuşturucu ve daha sayamayacak kadar kötü yaşantı içerisine düşülmesi sağlanması vardır. Veya Ailelerin yaşam ortamı bozulmasının sağlanması için gerekli çalışmaları da, yaptıkları çalışmalarda görülüyor.
Devamı edecek inşallah...
Mehmet Başar
Gazeteci-Yazar
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|