"Allah bunu Ömer'den elbette soracaktır "
Bu gün mübarek Cuma günü olmasından dolayı biz günümüzde yaşanan siyasi çalışmaların takibini değil de, her zaman dilimizden düşmeyen, Haksızlık olduğunda hemen ortaya sürdüğümüz, Adaleti ile Çağlar üstü Devlet Başkanlığı ( Halifeliği ) yapan Hazreti Ömer r.a dan bahsedelim. Arada bir de olsa güzel şeylerden bahsedilmesi, farklı olaylardan okunması veya dinlenilmesi insana huzur verir. Bizde hem hafızalarımıza kazınmasında çok önemli yeri olduğunu gördüğümüz ibretlik olan kıssalardan, Nasihat yollu sözler işitmek okumak bana haz verir.
Geçmiş dönemlerde ve Günümüz de Yöneticilik yapanların, arada birde olsa, Hz. Ömer r.a dan örnek verilerek, Özellikle Yönetici konumunda olanlar “ BEN MÜDÜR OLURSAM, BEN BAKAN OLURSAM, BEN BELEDİYE BAŞKANI OLURSAM GİBİ CÜMLELERLE BAŞLAYAN SÖZLERDE, “ HZ. ÖMER’İN YÖNETTİĞİ GİBİ BENDE ADALETLE HALKIMI YÖNETECEĞİM,” veya memurlarımı en iyi şekilde Hz. Ömer gibi Adalet ile davranacağım sözlerini çokça duyduk, okuduk ama ne hikmetse böyle konuşmalarda bulunanların sözünde sadık kalmadığı, Sonuçta İstismar olarak söylenen yerde veya yazılan sayfalarda kalmaktadır.
Oysa her ne niyet ile kullanılmışsa bu gibi sözler, aynı anlam içerisinde davranılması gerekiyor. Aksi halde yerine getirilmeyen sözlerin veya VAADLERİN KİŞİ VEYA KİŞİLERE KARŞIN YERİNE GELMEDİĞİ ANDAN İTİBAREN BAŞLAYAN GÜVENSİZLİK SORUNU YERLEŞMEKTEDİR. ÖZELLİKLE DE YÖNETİCİ OLANLARIMIZ, BU GİBİ HALKINA SÖZ VERENLERİN OLMUŞSA “ OLANLAR ÇOK OLDUĞU BİLİNİYOR “ VERDİĞİ SÖZÜ YERİNE GETİRMESİ KENDİ YARARINA OLDUĞU GİBİ, HALKA KARŞINDA Yöneticilere güven kaybolmasından dolayı, Gelecekte bu sözde bulunan yöneticilerin yüzünden, Yeni Yönetici olanlara halkın güveni zedelemesinde, bu yeni gelene karşında aynı soğukluğu göstermelerinden dolayı hiçte sık olmayacaktır.
* * *
Biz konumuza dönecek olur isek, Elbette hiçbir Yönetici olanlardan bunu beklemeyiz. Fakat yapanı da affedilmemesi gerekir. Neden denirse, gençlerimiz kötü görünen davranıştan dolayı etkilenir, ileriki yıllarda aile ve toplum yöneticisi konumuna gelinmesinde ise, büyüklerinden gördüklerini bir şekilde uygulayacaktır. Öyledir ki, saça göre tarak vururlar, her şey güllük gülistanlık olduğunu söylemekten asla çekinmezler. Toplumu asıl anlamında düşünmeden çalışmalar yaparlar. Asıl olması gereken çalışmayı değil de, kendine göre işler yaparak, halka hizmet yerine zulmederler.
Burada bizim geçmiş dönemlerde yakın veya uzak olarak örnek kabiliyet de olan şahsiyetlerden alınacak çok değerli ibretler, dersler alınması mümkündür. Alınacak güzel, ibretli olaylara karşın nasıl davranılmış, neler verilmiş, neler, alınmış öğrenerek bulunduğumuz konum içerisinde hareket edilmesinde, aile hayatımızda olduğu gibi, toplum yönetmede de çok büyük yararları olacağı muhakkaktır.
İşte burada örnek olarak aldıklarımızın, ibretlik kıssalarını yaşamımızda ortaya koyulması ile aile yaşamımızda ve toplum yöneticiliğinde bulunulmasında sanırım en güzeli olacaktır. Örnek aldığımız insanların yaşamlarında beğenilen, adalet üzere hareket edilmesinde, eksiklik ve fazlalıklarında orta yol bulunulmasında, edindiğimiz bilgiler insanlarımıza en güzel hizmette bulunulacaktır ki, devlet ortamında, huzur ve mutluluğu yakalamasında kolaylıklar olacaktır.
* * *
Devlet yöneticiliğinde, Çağlar üstü bir üne sahip olan Hz. Ömer r.a, Adalet örneğinin tek temsilcisinin hayatından sadece bir kıssa alarak konumuzu ortaya koyalım.
“ Hz. Ömer r.a, bir defasında Eslem'le birlikte Harra taraflarında (Medine'nin dış bölgesi) dolaşırlarken ışık yanan bir yer gördü ve Eslem'e; "Şurada, gecenin ve soğuğun çaresizliğine uğramış biri var. Haydi, onların yanına gidelim" dedi. Oraya gittiklerinde bir kadını iki çocuğuyla üzerinde tencere bulunan bir ateşin etrafında otururken gördüler.
Hz. Ömer, onlara; "Işıklı aileye selâm olsun" dedi. Kadın selâmı aldıktan sonra yanlarına yaklaşmak için izin alan Hz. Ömer ona yanındaki çocukların neden ağladıklarını sordu. Kadın, karınlarının aç olduğunu söyleyince, Hz. Ömer merakla tencerede ne pişirdiğini sordu. Kadın, tencerede su bulunduğunu, çocukları yemek pişiyor diye avuttuğunu söyledi ve; "Allah bunu Ömer'den elbette soracaktır" diye ekledi. Hz. Ömer, ona; "Ömer bu durumu nereden bilsin ki?" diye sorduğunda kadın; "Madem bilemeyecekti ve unutacaktı neden halife oldu" karşılığını verdi. Hz. Ömer bu cevap karşısında irkilerek Eslem'le birlikte doğruca erzak deposuna gitti. Doldurdukları yiyecek çuvalını Eslem taşımak istedi. Ancak Hz. Ömer (r.a); "Kıyamet gününde benim yüküme ortak olacak değilsin. Onun için bırak da yükümü kendim taşıyayım" diyerek buna izin vermedi; çuvalı omuzuna aldı ve kadının bulunduğu yere götürdü. Orada bizzat yemeği Hz. Ömer (r.a) hazırlayıp pişirdi ve onları doyurdu. Eslem; "O, ateşe üflerken şakakları arasından çıkan dumanları seyrediyordum" demektedir. Hz. Ömer oradan ayrılırken kadın; "Siz bu işe Ömer'den daha layıksınız" dedi.
Hz. Ömer; "Ömer'e dua et. Bir gün onu ziyarete gidersen beni orada bulursun" dedi.”
Hz. Ömer r.a hayatında buna benzer çok örnekler var. Bu onun insanlara yardım etmede ve mağduriyetlerini gidermede gösterdiği hassasiyetin örneklerinden sadece bir tanesidir. Her ağzımıza açtığımızda örnekler verdiğimiz bu güzel insanın hayatından alacağımız dersler ile, hayatımızın sonuna kadar iyi işler yapacağız demektir. Yeter ki o adalet sahibi insanı iyi tanıyalım ve uygulamalarından kendimize ve toplumumuza da yararlı olacak kıssa’dan, hisseler alalım.
13.03.2009
Mehmet Başar
Gazeteci-Yazar