Kardeşler Giyim  
 
  İRTİCA VE LAİKLİK UYARILARI 04.05.2024 09:14 (UTC)
   
 

İRTİCA VE LAİKLİK UYARILARI


Adli yılın başlamasından beri, her yeni açılan veya başlayan kurumun üst düzey yöneticileri açılış konuşmalarının bir bölümünü irtica ve laiklik uyarılarına ayırıyorlar. Sanırım bu bütün toplumumuz tarafından dikkatle izlenmektedir. Mesela geçen hafta Kara Harb Okulu’nun açılış dersinde Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, irticaya karşı söylemleriyle gündeme gelmişti. Ardından, Hava kuvvetleri komutanı ve Cuma günü de deniz kuvvetleri komutanı benzer konuşmalar yaptılar. Aynı şekilde üniversitelerin açılışlarında da sayın rektörlerimiz irticaya işaret eden konuşmalar sergilediler, laikliğin terk edilemez olduğunu ve laikliği muhafaza uğruna ne gerekiyorsa yapılacağını bildirdiler.
Dikkatlerden kaçmayan konuşmalardan birini de İzmir 9 Eylül Üniversitesi rektörü Emin Alıcı yaptı. İzmir’de düzenlenen bir seminerde, laiklik ve irtica vurgusunun ardından, Anadolu’da yaşayan Müslüman Türklerin geri kalma sebeplerinden birinin de din yani İslam olduğunu vurgulayan sayın rektör maalesef konuşmasının bir yerinde “keşke Anadolu o tarihte Müslüman olmasaydı” gibi bir lafı ağzından kaçırdı. Bu konuya daha sonra tekrar döneceğim.
Şimdi, her kurumun açılışında ağızlardan düşmeyen irtica ve mutlaka korunup gözetilmesi gerektiği söylenen ve uğrunda kan dökmekten can vermekten kaçınılmayacağı ifade edilen laiklik ve bunlar arasındaki ilişkiye temas etmek istiyorum.
İrtica kelimesi Arapça bir kelime olup sözlük anlamı itibariyle geriye gidiş, gericilik demektir. İlk olarak 18. yüzyılda Avrupa’da başlayan milliyetçilik akımının tesiriyle, geri kalmış olduğu fikrine kapılan Osmanlı Aydınlarının, yenileşme ve ilerleme teorileri geliştirdikleri dönemde, artık bu elde edilen mevzilerden geriye dönüşün imkanı olmadığını ifade etmek üzere kullanılan irtica kelimesi, zamanla Cumhuriyet Türkiye’sinde de kullanılmaya başlanmıştı. Cumhuriyetin ilanında sonra artık tekrar hilafete dönüşün mümkün olmadığı, modern ve gelişen dünyada Türk Milleti’nin ümmet olarak değil, millet olarak var olacağı ve bundan geriye dönüşün yani irticanın mümkün olmadığını ifade etmek üzere kullanılan kelime, özellikle 60 ihtilalinden sonra din karşıtlığını ifade etmek üzere kullanılmaya başlandı. 80 ihtilalinden sonra ve bilhassa 28 şubat süreciyle tamamen İslam karşıtlığını ifade ederken irtica kelimesi kullanılıyordu. Bugünde kelimeyi kullananlar büyük oranda bunu ifade etmektedirler.
Halbuki İslam, bizatihi irtica (gericilik anlamında) karşıtı bir dindir. İslam’da irtica diye bir şeyin söz konusu olması mümkün değildir ve olmamıştır zaten. O halde bugün İslam karşıtlığını ifade etmek üzere kullanılan irtica kelimesiyle vurgulanmak istenen nedir?
İnsanların çeşitli türbelere gidip bez bağlamasını ilginç bir şeymiş gibi gösteren, çeşitli saçma sapan inanışları sanki İslam’mış gibi vurgulayan medyamız, neden İslam’ın aslından ve temel öğretilerinden olan şeyler ortaya çıktığı zaman sessiz kalırlar. Mesela “Anadolu keşke Müslüman olmasaydı” diyen rektörün konuşmasını neden kanallara taşımazlar? Böyle bir densizliği neden dile getirip, bu kişinin neden bunu söylediğini tartışmazlar?
Hiç şüphesiz irtica kötü bir şeydir ve İslam ve İslam’a inanan Müslümanların ona karşı olması kaçınılmazdır, zorunludur. Müslümanlar için geriye dönüş cahiliye dönemine dönüşü ifade eder. Mesela kız çocuklarının diri diri gömülmesi bir irticadır, bugün kürtaj adı altında yapılan ve çocuğun cinsiyetinin bile belli olmadan, hatta dünyadan bir nefes bile almadan öldürülmesi işte bu cahiliye geleneğinden bile kötüdür. Müslümanlar için putperestliğe dönüş irticadır; bir takım türbelerin ziyaret edilerek, orada yatan kişilerin putlaştırılması cahiliye döneminden bile kötüdür. Müslümanlar için kadının sosyal hayattan uzaklaştırılması, fuhşa zorlanması kötüdür, reklamlarda oynatılan çıplak kadınların suiistimali ve hergün onlarca kanalda yayınlanan fuhuş ve zina görüntüleri cahiliye dönemindekinden bile kötüdür. Örnekler daha da artırılabilir. Sonuç olarak Müslümanların irtica gibi bir problemleri yoktur olamaz da…
Fakat İslam’ı din olarak benimsediği halde, onu hayatına uygularken, kimi farklı yorumlara giden, bir takım insanların anlayışlarını İslam zannederek dinleştiren Müslümanların var olabileceğini, hatta var olduğunu da inkar etmemeliyiz. Hala halifeliği savunup, halifesiz Müslüman olamayacağını ileri süren bir takım kafalar olabilir, bu geçmişte de vardı şimdi de var. Bunlar için çözüm nedir? Çözüm elbette laikliktir.
Laiklik, yalnız Hıristiyan batıda, kiliseye karşı verilen mücadelede ortaya çıkan, dinin devlet işlerine karıştırılmaması ve devletin de din ile ilgili işlere karışmaması anlamındaki bir sistem değildir. O aynı zamanda, devletin bütün dinler ve inançlar karşısında tamamen tarafsızlığıdır. O, din hürriyetinin garantisidir
Peki ülkemizde laiklik böyle mi anlaşılıp uygulanmaktadır?
Maalesef bu soruya olumlu yanıt vermek mümkün değildir. Ülkemizde laiklik, sadece Müslümanlara karşı savunulan ve uygulanan bir sistemmiş gibi bir görünüm arz etmektedir. Halbuki bu ülkede sadece Müslümanlar yaşamaz. Yahudiler, Hıristiyanlar, Ortodokslar, Katolikler, Ermeniler, Süryaniler ve daha bilmem ne kadar gayrı Müslim unsur da bu ülkede yaşamaktadır. Ama laiklik problemi sadece Müslüman Türk milleti için varmış gibi ortaya konulmaktadır. Mesela Fener Patriği, Türkiye’nin göz bebeği İstanbul’da ekümenik bir Hıristiyan devleti kurarken veya kurmaya çalışırken laikliğin ihlal edildiği hiç kimsenin aklına gelmez. Herkes Atatürk’ün hilafeti kaldırdığını bilir de, ermeni ve Ortodoks patrikliklerini kaldırmak istediğini bilmez. Evet bu din temsilcisi makamlar da kaldırılmalıdır. Rahmetli Gazi Mustafa Kemal’in ömrü vefa etmediği için bunu yapmamıştır. Fakat onun bir vasiyeti olarak bizler derhal laikliğe uygun bir Türkiye için bu işi yapmalı ve ermeni ve Ortodoks kilise patrikliklerini lağv ederek, din işlerinden sorumlu bakana bağlı bir hale getirmeliyiz. Türkiye laikliğinin buna acil ihtiyacı vardır.
Öte yandan kendisi Hıristiyan bir ermeni olan rektör, kalkıp bu ülkede irtica var, laiklik elden gidiyor derse, ister istemez insanın kafası karışıyor. Ermeni’ye Hıristiyan’a laiklik sorunu yok ama Müslüman’a varsa, o zaman sormak lazım bu ülke kimin?
Türk milletine seslenmek istiyorum. Laiklik, bu ülkenin geleceğinin teminatı olan bir ilkedir. Ona sahip çıkmalıyız.
Şunu sormalıyız, 1937’den beri var olan bu ilke 70 yıldır hala bir problem alanı oluyorsa, bu ülkenin İnkılap tarihi profesörleri, öğretmenleri ne iş yapıyorlar. Neden böyle hayati bir ilkenin tanıtımını, tarifini uygulamasını halkımıza öğretmek için uğraşmıyorlar da bu işi askerlerin eline bırakıyorlar. Asker bizimdir ve bizim için gerekli olan bu ilkenin korunmasında üzerine düşeni elbette yapacaktır. Fakat bizler de elimizdeki değere sahip çıkmalı ve onu, İslam karşıtı bir takım kişilerin, ismi Müslüman ismi olduğu halde kendisi ermeni olan kişilerin suiistimaline açık bir halde yapayalnız bırakmamalıyız. 



Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN
İ.Ü İLAHİYAT FAKÜLTESİ 
ÖĞRETİM ÜYESİ



 
  İÇİNDEKİLER
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
  YAZARLAR
 
YAZARLAR
Ali DUMAN
Yrd.Doç.Dr
Loadtr.Com

Ali ESGİN
Yrd.Doç.Dr

Derya EĞİLMEZ
Yazar

Cengiz DUMAN
Araştırmacı-Yazar
Loadtr.Com

Mehmet BAŞAR
Gazeteci-Yazar
Loadtr.Com

SÜRELİ YAYINLAR

EKLENENLER

İsrailoğulları kavramının oluşumu üzerine

 

İMAM EBU YUSUF, HAYATI, FIKIHÇILIĞI VE ESERLERİ

 

 

KUR'AN'DA ZİKREDİLEN MEYVELER

 

İSLAM TARİHİNDE SEÇİM USULÜ

 

evli çiftlerde cinsellik

 

NÜKLEER SANTRALLER VE ÇEVRE GÜVENLİĞİ

 

“AYNA” PROGRAMI İLE DÜNYA’YI DOLAŞMAK

 

Elmalılı'nın meali veya sahipsizliğin meali

 

KUR'AN'I KERİM'E GÖRE İNSAN DAVRANIŞLARI

 

  İSLAM İLMİHALİ
İSLAM İLMİHALİ KONULARI
Loadtr.Com
İSLAM İLMİHALİ
İLMİHAL NEDİR ?
GUSÜL VE GUSLÜ GEREKTİREN HALLER
GUSLÜN FARZLARI
GUSLÜN SÜNNETLERİ
GUSÜL ETMESİ FARZ OLANLARA HARAM VEYA MEKRUH OLAN ŞEYLER
Teyemmüm nedir ?
TEYEMMÜMÜ MUBAH KILAN VE KILMAYAN BAZI HALLER
İMAMLIK VE CEMAAT
Kasten kılınmamış namazların kazası olmaz
BAYRAM NAMAZI NASIL KILINIR
CENAZE NAMAZI NASIL KILINIR
MEKRÛH VAKİTLER
NAFİLE NAMAZLAR
Kadın'a Namaz kılmak İçin Getirilen Kolaylıklar
SEHİV (Yanılma) SECDELERİ İLE İLGİLİ MESELELER
TİLÂVET SECDESİ İLE İLGİLİ MESELELER
KİMLERE ZEKÂT VERİLİR, KİMLERE VERİLMEZ?
KİMLERE ZEKÂT VERİLİR, KİMLERE VERİLMEZ?
ZEKÂTA BAĞLI OLMAYAN MALLAR
ALTIN İLE GÜMÜŞÜN ZEKÂTI
HACCIN FARZ OLMASININ ŞARTLARI
HACCIN RÜKÜNLERİ
HAC VE UMRE İLE İLGİLİ YASAKLAR
Prof.Dr. Köse: Sigara hamilelere haram
Faiz gelirleriyle işlenen hayırın sevabı var mıdır?
İSLÂM'DA MUAŞERET (GÜZEL GEÇİNME) ÂDÂBI
OJE KULLANMANIN HÜKMÜ
DİNİMİZDE KURBAN İBADETİ
Çocuğa İsim Vermek
İMAMLIK VE CEMAAT
İSLAM DİNİNDE ARINMA İBADETİ OLARAK GUSÜL VE ABDEST
Fıtr Sadakası nedir, kimlere, nasıl ve ne zaman verilir?
Namaz'da cebi tek hamlede kapatın
Kurbanlık Hayvan Alımlarında Dikkat Edilecek Hususlar Nelerdir?
KURBAN KESİMİ NASIL YAPILMALIDIR?
KURBAN YÜZME VE PARÇALAMA İŞLEMLERİNDE NELER YAPILMALIDIR?
SAFA VE MERVE ARASINDA SA’Y ETMEK
RESİMLİ TEYEMMÜM TARİFİ
Çocuğa İsim Vermek
İSLAMİYET'E GÖRE ÂŞURA GÜNÜ VE AŞÛRA ORUCU
Âşûrâ günü ile ilgili bidatler
ÂŞÛRÂ GÜNÜ VE ÂŞÛRÂ ORUCUNUN MAHİYETİ
TEVRAT’A GÖRE AŞURA GÜNÜNÜN ÖNEMİ VE ÂŞURA ORUCU
  FIKIH İMAMLARI
FIKIH İMAMLARI
Ebu Hanife (İmam Azam)hayatı, eserleri ve fıkıhçılığı
İmam Şafi hayatı ve fıkıhçılığı
İmam Malik, Hayatı ve Fıkıhçılığı
İmam Ahmed b. Hanbel, Hayatı ve Fıkıhçılığı
İmam Cafer, Hayatı, Fıkıhçılığı
İmam Davud bin Ali Ez-Zahiri, Hayatı, Fıkıhçılığı
İmam Ebu Yusuf, Hayatı, Fıkıhçılığı
  KUR'AN KISSALARI
KUR’AN'I KERİM KISSALARI
RESULLER’İN TEBLİĞ MÜCADELESİNDE KAVİMLERİNİN DİRENİŞ PSİKOLOJİSİ
HZ.LUT VE HELAK OLAN KAVMİ
BURUÇ SURESİ IŞIĞINDA ASHAB-I UHDUD KISSASI
KUR’AN VE TEVRAT’A GÖRE; HZ. LUT KISSASI
HZ.SÜLEYMAN VE HÜKÜMDARLIĞI
HZ. YUNUS VE KAVMİNDEN KAÇIŞ
İSMAİL PEYGAMBER KISSASI IŞIĞINDA ÖĞÜT VE İBRETLER
HZ. HACER VE HİCRETLERİ
KURBAN HZ. İSMAİL Mİ HZ. İSHAK MI?
HZ. MUSA'NIN ALLAH İLE MÜKÂLEMESİ(KONUŞMASI)
ALİM KUL VE HZ. MUSA
HZ.HARUN VE YARDIMCI RESULLÜK
NANKÖR BİR TOPLUM ÖRNEĞİ:MEDYEN HALKI
HZ. YUSUF; ONBİR YILDIZ, AY VE GÜNEŞ
HZ.YAHYA VE ŞEHADETİ
AD KAVMİ VE HZ. HUD
YE'CÛC VE ME'CÛC
HZ. NUH VE TUFAN
SÂMİRÎ VE ALTIN BUZAĞISI NEZDİNDE ÖĞÜT VE İBRETLER KISSASI
KUR'AN'DA BAHÇE SAHİPLERİ KISSALARI
ZÜLKARNEYN KISSASI
PEYGAMBERLERDE HİCRET
SALİH PEYGAMBER VE SEMUD KAVMİ
İSMAİL PEYGAMBER KISSASI IŞIĞINDA ÖĞÜT VE İBRETLER
KISSALARDA MÜŞRİKLERİN VAHYE VE RESULE KARŞI ALDIKLARI TAVIRLAR
KUR’AN VE TEVRAT’A GÖRE HZ.İBRAHİM, HZ.İSMAİL VE HZ.HACER’İN MEKKE’YE HİCRETİ
HZ. İBRAHİM VE HZ. İSMAİL’İN KÂBE’Yİ İNŞÂ ETMESİ

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol