|
|
|
|
|
|
|
|
Müslüman Duyarlılığı
Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN
İ.Ü İLAHİYAT FAKÜLTESİ
ÖĞRETİM ÜYESİ
Günümüz dünyası globalleşme adı altında hızla tek kutuplu, tek dinli bir aşamaya doğru gidiyor. Bu gidiş malesef müslüman toplumları da etkisine almış durumda. Batılıların AYDINLANMA ÇAĞI dedikleri dönemden beri, batının kat ettiği yol ve geldiği nokta akıl almaz bir biçimde yine dinle, din savaşlarıyla kesişti. Aydınlanma çağında dine karşı aklı önceleyen, insan hürriyetine öne çıkaran Batı Medeniyeti, 300 yıl sonra, akıl ve bilimle çelişen dinlerini yeryüzünde yegane hakim medeniyet ve din kılmak adına büyük projelere imza atmaktadır. Kilise sanıldığının aksine Batı politikasının dışında değil, üstündedir.
Bu gidişatta Batılıların Müslümanlara verdiği figüran rolünü üstlenirken hiç zorluk çekmediğimiz görüyorum. Bunda, geleneksel Baba Devlet imajının, işleri kendimiz yapmak yerine devlete havele etmek düşüncesinin hakim olduğu knaatindeyim. Müslüman toplumlar asırlarca Mutlaki idare altında yaşadıkları için, çağın havasını algılamakta güçlük çekmektedirler. Günümüzde de çoğu Müslüman toplumların idaresi Mutlakiyet şeklindedir, her ne kadar Mısır, Suriye gibi devletler demokratik bir görünüm vermeye çalışsalar da, temel de tek kişiye dayalı totaliter rejimlerdir.
Yeri gelmişken bir fıkrayla Mısır dmeokrasisinin izah edeyim.
Mısır'da yapılan seçimin sonucu ertesi gün belli olur. Amerikalıların da seçimleri yakındır. Mısır'ın seçim sonuçlarını bir günde tespit etmeleri Amerikalıların dikkatini çeker ve Mısırlı bürokratlara bunu nasıl yaptıklarını sorarlar. Mısır da seçim olduğu zaman bize haber verin bir sonucu bulalım diye Amerikalılara teklif götürürler. Neticede Amerika'da seçim olur, Mısırlı seçim uzmanları oyları saymak üzere Amerika'ya giderler ve ertesi gün sonucu ilan ederler: Hüsnü Mübarek Amerika Devlet Başkanı!!!
Mısır demokrasisinin göstermelik olduğunu ifade eden bu fıkra, Suriye, Azarbeycan vb. ülkelere de genellenebilir.
Kısaca Müslümanların demokrasi anlayışı da totaliterlikten kurtulamaz. Bunu kırmayı başaran tek ülke Türkiye'dir, demek isterdim ama. Ülkemizde de malesef demokrasinin aldığı darbeler ortadadır. Hala bugün darbe çığırtkanlığı yapanlar varsa, totaliter zihniyetli insanların dmeokrasiyi hazmedemediklerini en açık göstergesi budur. Demokrasilerde darbe olmaz. Askerlerin görevi vatan müdafasıdır, rejim bekçiliği değildir. Ancak rejim oturmamış olursa, askerler kendilerine ek iş olarak bunu da almakta tereddüt etmezler.
Müslüman duyarlılığı başlığı verdiğim bu yazıda, bu duyarlılığı övmek isterdim. Fakat en basitinden sitemdeki anketlerden biliyorum, bizim insanımız duyarlılık konusunda oldukça zayıf, taki damarına basılana kadar. Bu bir fazilet midir, yoksa eksiklik midir yorum size ait.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|