|
|
|
|
|
|
|
|
Perhiz ve Turşu
Dün Kocaeli Üniversitesinde konferans vermek üzere giden CHP genel başkan yardımcısı Kılıçdaroğlu, kendisine yöneltilen baş örtüsü ve çarşafla ilgili sorular karşısında terleyince ağzından şöyle bir cümle kaçırıverdi: "Siz Anadolu insanına insan olduğunu öğretmek zorundasınız ve o çarşaflıların da aydınlanmaya ihtiyacı var". Bu cümle bariz bir biçimde CHP'nin çarşaf açılımını yansıtmakta. Yani CHP, çarşaflılara onlara insan olduklarını öğretmek ve daha da önemlisi aydınlatmak için, kendi saflarında yer göstermekteymiş. E ne diyelim, hayırlı olsun.
Yıllarca baş örtüsü ve laikliği birbirinin karşıtı olarak topluma sunan CHP'nin samimi olduğuna inanmak istiyorum, fakat… pek de inandırıcı gelmiyor, bu tür söylemleri duydukça.
Bakıyorsunuz genel başkan "biz onların dış görünüşüyle değil, kafalarının içiyle ilgileniyoruz diyor", başkan yardımcısı "kafalarının içini aydınlatacağız, insan olduklarını onlara öğreteceğiz" diyor. Hangisi doğru?
Madem insanların dışı değil kafalarının içi önemliyse, neden üniversitede okuyan kızların kafalarının dışındaki örtüyle yıllardır uğraşıyorsunuz demek geliyor içimden.
Genel başkan çıkıp: "çarşaf geleneksel, türban siyasal" diyor. Geleneğe baktığımızda çarşaf'ın İslami bir gelenek olup olmadığının tartışılır olduğunu görüyoruz. Evet Anadolu'da kimi yerlerde çarşaf türü giyinmeler varsa da, dini kesimin kullandığı çarşaf geleneksel olmaktan öte, dini bir simgedir. Türban denilen ve aslı başörtüsünden başka bir şey olmayan giyim için siyasal diyenler, esasen İstanbul gibi yerlerde giyilen çarşafın siyasal bir simge olduğunu fark etmiyorlarsa, diyecek fazla bir şey kalmıyor. CHP'ye iştirak eden çarşaflıların hiç de geleneksel sebeplerle çarşaf giymiş olduklarını sanmıyorum.
27.11.2008
Yrd. Doc. Dr. Ali DUMAN
İnönü Üniv. İlahiyat Fak.
İslam Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|