|
|
|
|
|
|
|
|
Cuma Hutbeleri: Yeni Yıl Tartışmaları
Bildiğiniz gibi bu hafta Çarşamba gecesi 2008 yılını tamamlayarak, 2009 yılına giriyoruz. Belki bu sebeple olacak bu Cuma camilerde vaaz ve hutbelerde hocalarımızın temel konusu yeni yıla girme meselesiydi. Hocalarımız muhtemelen Hıristiyanların kutsal günü olan Chrismas (Noel) günü kutlamalarını yılbaşında olduğu kanaatiyle yeniyıl kutlamalarına Müslümanların iştirak etmesini, Hıristiyanları taklit etmek şeklinde bir anlayışla eleştirdiler.
Noel, yani Chrismas Hıristiyanların 24-25 Aralık gecesi kutladıkları Hz. İsa'nın doğum günüdür. Yılbaşı ise, yeni bir senenin başlangıcıdır. Bu iki tarihin yakın olması ve Hıristiyanların Noel kutlamalarını yılbaşını da kapsayacak şekilde geniş bir zaman dilimi içerisinde kutlamaları her iki kutlamanın aynı şeymiş gibi anlaşılmasına yol açmaktadır. Esasen Noel ile Yılbaşı farklı şeylerdir.
Müslümanların Noel kutlamaları yapmaları diye bir şeyin söz konusu olduğunu sanmıyorum. Bugüne kadar hiçbir yerde böyle bir şeye rastlamadım. Fakat yeni yılın girişini, diğer dünya millet ve devletleri gibi kutlayanların var olduğunu da bilmekteyiz. Bu kutlamalarda amacın ne olduğunu doğrusu ben kesin olarak bilemiyorum. Yani gerek Hıristiyanların ve gerekse diğer millet ve dinlerden insanların neden yılbaşını kutladıklarını bilemiyorum. Olsa olsa eğlenmek için bir bahane oluşturuluyor diye düşünüyorum. Yoksa yeni yılı kutlamak, yılbaşını eğlenerek geçirmek için makul bir sebep gözükmüyor. Hatta bana kalırsa insanların, bir yıl daha yaşlandıkları için üzülmeleri gerekir. Bir yıl daha yaşlanmak, belki ölüme biraz daha yaklaşmak bana pek kutlanacak bir şeymiş gibi gelmiyor.
Her neyse, asıl üzerinde durmak istediğim konu hocalarımızın bu tür farklı din mensuplarının kutladığı şeylerde onlara iştirak etmenin onlara benzemek olduğu vurgusunu sıklıkla yapıyorlar ve Yahudi ve Hıristiyanlara benzemenin, Müslüman için iyi bir şey olmadığını Peygamberimizin dilinden ifade ediyorlar. Acaba hocalarımızın Peygamberimizin dilinden ifade ettikleri şey ile, yani Peygamberimizin bu hadisiyle kastedilen anlam bu mudur? Benzeme böyle kutlamalarda vs.'de mi olur? Yoksa zihniyette mi olur? Bana göre asıl kafa yorulması gereken nokta burasıdır.
Elbette hocalarımız yeni yılı kutlamak adına, eğlenmek adına dinimizce hoş görülmeyen içki vs. gibi hususlara dikkat çekmek istiyorlar. Hatta size komik gelecek belki ama bana sorulan sorulardan biri yıl başında içki içmek haram mıdır şeklindeydi. Doğrusu içki içmenin helal olduğu hiçbir gün yoktur. Bu ister yılbaşı ister kurban bayramı, ister nişan, ister düğün olsun. Dinimizde içki haramdır. Bunun ötesinde yılın ilk gününü eğlenerek karşılamak isteyene de diyeceğim bir şey yoktur. Bu onun tercihidir. Bunun ne anlama geldiğin, neden eğlendiğini biliyorsa problem yok.
Ama, unutmayalım ki, insan ömrü sayılıdır. Her gün, sayılı olan günlerimizden birini daha tamamlamış oluyoruz ve kaçınılmaz olan sona yani ölüme yaklaşıyoruz. Peygamberimiz bir hadisin "kabirleri ziyaret edin, çünkü kabirler ölümü hatırlatır" buyuruyor.
Ölümü hatırlamanın anlamı nedir? Aslında ölümü hatırlamak, ahreti, hesap gününü hatırlamak ve o gün için hazırlıklı olup olmadığımızı kontrol etmek için bir fırsattır. Ölüm kaçınılmaz bir son ise de insan için her şeyin sonu değildir. Belki dünya hayatının sonu olsa bile, ölümsüz bir hayatın başlangıcıdır. Dünyada yapıp ettiklerimizin hesabını vereceğimiz sürecin başlangıcıdır. O halde ölmeden evvel, ölümsüz hayatı kazanmak için çalışmak gerekir. Nitekim bir başka hadiste Peygamberimiz "Dünya ahretin mezrasıdır" buyurmaktadır. Yani dünyada ektiğimizi, ahrette biçeceğiz. Şu halde yeni yıl ya da yılbaşı kendimizi sorgulamanın başlangıcı neden olmasın.
Bütün okurlarımın yeni yılını tebrik ediyor, hayırlı bir sene geçirmelerini Yüce Allah'tan temenni ediyorum.
Ali Duman
Yrd.Doç.Dr.
İ.Ü İlahiyat fak. kelam A.B.D
ÖĞRETİM ÜYESİ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|