Hocam Zahit Aksu
Geçtiğimiz Perşembe günü, yani 16 Ekim 2008 günü, ülkemizin önde gelen İslâm Hukukçularından biri olan Prof. Dr. Zahit Aksu'yu kaybettik. Prof. Dr. Zahit Aksu, sadece ülkemizin önde gelen İslâm Hukukçularından biri değil, aynı zamanda benim de asistanı olarak kendisinden pek çok konuda yararlandığım büyük bir bilim adamı, Osmanlı hukuk sisteminin hayranı olan, bu sistemin anlaşılıp, doğru tahlil edildiğinde dünyanın ihtiyacı olan adaletin tesisinin nasıl olacağı konusunda önemli fikirler vereceğini düşünen bir teorisyen, Türk Milleti'nin yeryüzünde hak ettiği konumu kazanması için gayret sarf eden bir Alp-Eren'di.
Prof. Dr. Zahit Aksu ile ilk tanışmamız, 1992 yılının Ağustos ayında oldu. Erzurum Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden, Kayseri Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesine naklen gelmişti. O dönem ben de Yüksek Lisansa ders dönemimi bitirmiş, yüksek lisans tezi almak için hazırlanıyordum. Kayseri İlahiyat Fakültesindeki hocam H. Yunusa Apaydın, kendisinin çalıştırdığı tez öğrenci sayısının fazlalığı dolayısıyla Zahit Aksu'dan tez almamı önerdi. Ben de Zahit hocama kendisinden tez almak istediğimi söylemek üzere odasına gittim.
Daha ilk tanışmamızda, şer'iyye sicillerinden bahsetti. Osmanlı mahkeme kadıları tarafından tutulan bu kayıtların, hukuk ve İslâm hukuku açısından ne kadar önemli veriler olduğunu anlattı ve bir araştırmacının kendi memleketine ait şer'iyye sicillerinin okunup, tahlil edilmesine katkı sağlamasının vatani bir görev olduğunu söyledi ve benden memleketim olan Kastamonu'ya ait bir şer'iyye sicili okumayı tez olarak hazırlamamı istedi. Hocamın şer'iyye sicillerine verdiği önem ve bu önemi bana anlatışı beni çok etkilemişti. Derhal isteğini kabul ettim ve Ankara Milli Kütüphane'ye giderek tez olarak hazırlamak üzere 1115 tarihli Kastamonu Şer'iyye Sicilinin mikrofilmini aldım.
Kastamonu Şer'iyye sicilini okudukça hem İslâm Hukuku derslerinde öğrendiğim ilke ve kuralların nasıl pratiğe geçirildiğini görüyor, hem Kastamonu'da 1115, yani 1701 tarihinde yaşanan sosyal hayatı, suçları ve cezalarını, Kastamonu'ya atanan imamları, müderrisleri öğreniyor, hem de Kastamonu'daki mektep, medrese, cami, şadırvan gibi tarihi eserleri, yerlerini ve hangi tamirleri gördüklerini, ne zaman yapıldıklarını öğreniyordum. Ayrıca, dönemin siyasi otoritesi olan Padişahlık makamından ve ona bağlı kazaskerlik, şeyhülislamlık gibi makamlardan gönderilen fetvaları, fermanları, emir buyrultuları okuyarak, dönemin siyasal dünyası hakkında da bilgi sahibi oluyordum. Şer'iyye sicilleri gerçekten de çok önemli verilerle doluydu.
Kastamonu şer'iyye sicilini okudukça Zahit Aksu'nun ne kadar önemli bir tespitte bulunduğunu daha iyi anlamaya başlamıştım. Bu arada bazı yerlerde takıldığım zaman hocama müracaat ediyor, ondan yardım alıyordum. Onunla bir araya geldiğimiz süreçlerde daima ondan faydalı ve hayatım boyunca bana yol gösterici olacak bilgiler aldım.
1993 yılı Şubat ayında Hocam Zahit aksu'ya İnönü Üniversitesinde açılacak olan İlahiyat Fakültesinin dekanlığı teklif edildi. Açılacak olan fakülte Malatya'nın küçük bir ilçesi olan Darende'de eğitime başlayacaktı. Zahit Aksu'dan başka hiçbir kimsenin böyle küçük bir ilçede ilahiyat fakültesi dekanlığı yapmayı kabul edeceğini sanmıyorum. O ise, geçmişte bir bilim merkezi olmuş, ancak günümüzde metruk, yerlilerinin çoğu Ankara, İstanbul, Adana gibi büyük şehirlere göç etmiş bu yerleşim merkezinde bilimsel düşünceyi ihya etmek adına bu görevi kabul etti ve benim de kendisiyle Darende'ye gelmemi istedi. Hocamı reddedemezdim. İsteği benim için emir sayılırdı. Darende İlahiyat Fakültesi için araştırma görevlisi ve öğretim görevlisi sınavları yapıldı. Kasım 1993'te de fakülte resmen faaliyete geçti.
1996 yılına kadar Zahit aksu fakültenin kurucu dekanı olarak çalıştı. Daha sonra görev süresi uzatılmadığı için Kayseri İlahiyat Fakültesine geri döndü. bundan kısa bir müddet sonra da kalp rahatsızlığı nedeniyle emekliye ayrıldı. emeklilik hayatını Ankara'da geçirirken, 2000 yılında geçirdiği bir kalp krizi sonucu birkaç ay hastanede yatmak zorunda kaldı. Bu hastalıktan kurtuldu ancak ne yazık ki geçtiğimiz Perşembe günü hakkın rahmetine kavuştu.
Ben burada hocamı yad ederek kendisine Allah'tan rahmet diliyor, başta eşi, çocukları ve akrabaları olmak üzere, yetiştirdiği ve kendisini seven tüm öğrencilerine başsağlığı diliyorum. Siz değerli okurlarımdan da hocamın ruhu için birer Fatiha okumanızı istirham ederim.
19.10.2008
Yrd. Doc. Dr. Ali DUMAN
İnönü Üniv. İlahiyat Fak.
İslam Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı