Geçtiğimiz haftaların en önemli gündem konusu hükümetin uygulamaya koyduğu sigara yasağıyla ilgili konuydu. Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın ısrarıyla hükümet, sigaranın kamuya açık mahallerde içilmesini yasaklamak adına bir dizi yeni kanun geliştirdi. Bu kanuna göre kapalı mekanlarda, okullarda ve okul bahçelerinde, cami avlusunda, lokanta otel ve kahvehanelerde sigara içmek yasak olacaktı. Ancak her ne hikmetse kanunun uygulanmaya konulması için dört aylık bir süre tanındı. Hatta sigara yasağının kahvehanelerde uygulanması için bir buçuk yıllık bir zaman dilimi ön görüldü. Bu ertelemelerin gerekçesi olarak da geçiş süreci tabiri kullanıldı. Bu süreç içerisinde yasağa konu olan mekanlar düzenlemeler yapacaklar, müşterilerini bu duruma hazırlayacaklardı.
Ben konunun bu yönü üzerinde daha çok sigara yasağının amacını sorgulamayı düşünüyorum. Neden böyle bir yasaklama getirilmek isteniyor? Yasaklama çare olur mu? Sorularının cevabını tartışacağım.
Öncelikle kanaatimce hükümet bu yasaklama konusunda samimi değil. Samimi olmadığının göstergesi olarak da kanunun yürürlük tarihindeki erteleme öne çıkıyor. Ayrıca, bana göre sigarayı ya da herhangi bir şeyi yasakladım diyerek, yasaklamak insan psikolojisi açısından anti-tesir yapabilir. Mesela geçtiğimiz yıllarda sigara üreticilerine karşı açılan davalar neticesinde sigara paketlerinin üzerine “Sigara içmek size ve çevrenizdekilere ciddi zararlar verebilir”; “Sigara içmek öldürür”; “Sigara içmek ağrılı ve yavaş bir ölüme neden olabilir” vs. yazıları yazıldı. Bu yazıları bizzat sigara üreticileri ürettikleri sigara paketleri üzerine yazdılar. Peki sormak lazım kim ya da kaç kişi bu yazılar dolayısıyla sigarayı bıraktı? Bırakan olduğunu sanmıyorum… Hatta bana sorarsanız bu yazılar insanlarda sigaraya karşı olan bırakma isteği, tiksinme gibi duyuları da köreltmiştir. Artık sigara paketleri üzerine o yazıları göre göre insanlar kanıksamışlardır. Dolayısıyla bu yazılar anti-tesir yapmıştır.
Eğer hükümet sigara yasağında samimi olsaydı, yasaklamadan önce, sigaraya başlama yollarını tıkamak için tedbirler alırdı. Mevcut sigara içenlere karşı da, sigara alışkanlığının bir hastalık olduğunu kabul ederek, bıraktırma yöntemlerini gündeme getirir, bu yöntemlerden en etkili olanının belirler ve buna göre insanları özendirirdi.
Benim bildiğim birkaç sigara bırakma yöntemi var. Bunlardan birisi nikotin bandı ve nikotin sakızı. Bir diğer, sahte sigara, öteki akapunktur. Son olarak aklıma gelen de Zyban denilen, aslında sinirleri yatıştırmak üzere geliştirilmiş, fakat bu ilacı kullananlarda bir yan etki olarak sigara bıraktırma özelliği ortaya çıkmış bir ilaç. En pahalısı da bu. Eğer hükümet sigara yasağında samimi ise, öncelikle sigara alışkanlığının bir hastalık olduğunu kabul etmelidir.
Sigara, en az ve belki de daha fazla, bağımlılık yapan bir maddedir. Bana göre bu kadar aşırı bağımlılık yapan bu maddeden kurtulmak için, öncelikle sigara alışkanlığının bir HASTALIK olduğu kabul edilerek, bu alışkanlık sahiplerine hem psikolojik hem de ilaç tedavisi uygulanmalıdır.
Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN
İ.Ü İLAHİYAT FAKÜLTESİ
ÖĞRETİM ÜYESİ
28.01.2008